Kalbi katı derlermiş yetmişlik ihtiyara
Demek ki var imiş kalbinde büyük bir yara
Sormuş -Var mı dermanı olan bu büyük derde
Bulamamış kalbinin ilacını hiçbir yerde
Demişler – Bir dede var hem de aksakallıdır
Sözleri baldan tatlıdır hem de akıllıdır
Çok önemlidir onun söylediği her hece
Bazen apaçıktır ama bazen de bilmece
Bilge dede derler ona kabul etmese de
Bahçesi meyve dolu hiç para yok kesede
Hasta ihtiyar da tutmuş Bilgenin yolunu
Bir hışımla geçmiş Tuna Nehri’nin kolunu
Bir tilki görmüş yolda sağ ayağı tuzakta
Durmak istememiş demiş – Bilge çok uzakta
Tilkinin gözleri yaşlı kalmış tek başına
Ama ihtiyar bakmamış gözünün yaşına
Günlerdir yollarda ihtiyar fena acıkmış
Zaten hasta ve yaşlı beti benzi kaçıkmış
Düşünmeden dalıvermiş meyve tarlasına
Dolaşırken elma düşmüş tam da kafasına
Anlamamış ama bu uyarı olabilir
Bunu oralarda ancak Bilge bilebilir
Elma değil düşen hak hukuk ve adalet
Görmüş geçirmiş ama hani nerde basiret
Meğer bu erdemlerin hepsi kabiliyetmiş
Bak ihtiyara üstelik yaşı olmuş yetmiş
Yemiş meyvelerini tekrar yola koyulmuş
Az gitmiş uz gitmiş ve en sonunda yorulmuş
Kalbini tutup oturmuş ağacın altına
Çok düşkünmüş zamanında gümüşe altına
Aklına gelmiş birbir genç iken yaptıkları
Yaradan’ı unutup dünyada taptıkları
Bak geldi ihtiyarlık tekliyor hep yüreği
Mezarını kazarlardı olsaydı küreği
Yanılıp şaşıp kurulma dünyanın tahtına
Doğru ol, Allah’tan bil ne gelirse bahtına
İhtiyarın kalbi de yalanlarla kararmış
Kararan kalplere ancak teneşir yararmış
Bunları düşünürken dedi geç kalmayayım
Yanılıp şaşıp yolda uykuya dalmayayım
Dumanlı dağlar şimdi aşılmayı bekler
Her insan yürür elbet ama önce emekler
İnsan bu yalancı dünyadan bilmem ne bekler
Boşa gider onca çile ve onca emekler
Kaldırdı başını ki tepesinde kargalar
Sanki dünyadaki bütün kargalar ordalar
Düşündü acaba bu kargalar ne geveler
Derken gözüktü ufukta güzelim meyveler
Neşelendi de ihtiyar bir türkü çığırdı
Balkondan Bilge Dede çırağını çağırdı
Akşam olmuştu zaten hava da kararmıştı
Meğer Bilge Dede de bu günü ararmıştı
Bilge Dede herkese der Tanrı misafiri
Ayırmaz hiçbir zaman Müslüman’ı kafiri
Bilge dedi – Hoş geldin gel otur hele şöyle
Yorgun görünüyorsun ne oldu sana böyle
- Bende var bir hastalık bulunmazdır çaresi
Amansız hastalığın kalbimdedir yaresi
Dediler ki bana, sen bilirmişsin herşeyi
Unuttum mutluluğu, huzuru ve neşeyi
O anda çırak geldi, dedi – Amca hoş geldin
Evimizin yolunu sen nasıl buluverdin
Bilge atıldı lafa dedi – Bu kısmet işi
Maalesef bunun farkına varamaz her kişi
Eğer karnın açsa sana çorba kaynatayım
İçine kekik mi yoksa sevgi mi katayım
İhtiyar anlamadı yine de gülüştüler
İki lokma olsa da ekmeği bölüştüler
Tabaklardan fevkalade bir koku yayıldı
Zaten yiyince ihtiyar tadına bayıldı
-Hadi söyle bakalım nedir kalbinle derdin
-Gerçekleri bilseydin inan hayret ederdin
Yıllardır ben kalbime kalbim bana küsmüşüz
Sonunda çözülemez bir duruma düşmüşüz
Şimdi ne attığı belli ne de atmadığı
Büyük acılar tattım kimsenin tatmadığı
İhtiyarda istiyormuş artık mutlu olmak
Gelecek hakkında her zaman umutlu olmak
-Dayanamıyorum Bilge ben bu ağrılara
Söyle bana kurban olayım neden bu yara
-Söyleyeceğim ama sabırlı olacaksın
Dediğimi uygularsan huzur bulacaksın
Dinle şimdi dediklerimi sakın unutma
Miskinliğin, gevezeliğin yolunu tutma
Önce temizle çıkar pislikleri kalbinden
Asıl çözüm ihlası istemendir Rabbinden
Kalbini pisleten huylardan vazgeçmelisin
Güzel amelleri kendine dost seçmelisin
Nefsinin arzularını da yenmeye çalış
Allah’a sürekli itaat etmeye alış
Unutma tüm varlığın Allahtan emanettir
Güzel huylarını her koşulda devam ettir
Makamı mansıbı ünü ve şöhreti değil
Takvayı seç her işine bu erdemle eğil
Rızkına razı ol değil mi ki dünya anlık
Hasetini öldür etme kimseye düşmanlık
Asıl düşmanın şeytan hep kötüye davette
Hayır yok şeytandan başkasına âdâvette
Rızkına ve işlerine Allah’ı kefil et
Kendini her zaman hayırlı işle meşgul et
Allah dostları tek Allah’a tevekkül eder
Allah her daim her yerde kullarına yeter
-Bilge ben seni ne kadar geç bulmuşum meğer
Bu söylediklerin inan bir ömüre değer
Kulağıma küpedir artık bütün sözlerin
-Anlayamadım neden yaşla doldu gözlerin
-Sanki geç kaldım gibi – Haklısın dünya yaman
Yine de geç değil Allah Gafur ve Rahman
Hoşçakal güzel dostum Allah’a emanet ol
-Sen de kendine iyi bak hep dürüst ve net ol
Allah’ın selamı senin üzerine olsun
Gönlün her daim rahmet ve bereketle dolsun
İhtiyar mutlu mesut evin yolunu tuttu
Daldı düşüncelere yaşlılığı unuttu
Rabbine tövbe etti ağladı ve yoruldu
Yere düştü aniden ama kalktı doğruldu
Anlayamadı neden dizleri tutmuyordu
Bilgenin sözlerini asla unutmuyordu
Derken bir ses işitti karşı tepe ardından
Birden bire ardından biri tuttu omzundan
Dönüverdi ardına ve gözleri kamaştı
Azraili görünce ona hayran kalmıştı
İhtiyarın ölümü çok güzel bir ölümdü
Akıllarda kalan yüzündeki tebessümdü
Rabbimiz uzak olsun müminlerden musibet
Bizelere de hayırlı, mutlu sonu nasibet
Kayıt Tarihi : 10.3.2019 17:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!