Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Devamını Oku
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Taylan Uzar: Hakkında ziyaretçi görüşleri..
7 Eylül 2025 Pazar - 11:45:06
Taylan Uzar’ın şiirlerinde bir hukuki duruş aramıyorsanız, ama bir vicdan, bir sorgu, bir iç ses arıyorsanız—işte orada durabilirsiniz.
“Kardelenin bahar rüyası”nda rüyaların kandırmacası, baharların çoktan gitmiş olması, sanki umutla gerçeğin savaşını aynı satırda yaşatıyor. Gerçekliği kırıp ümit kırıntıları içinde biçimlendiren bir kuvvet hissettiriyor.
“Açık davet”te şehrin kasvetini hoşgörü arayan bir sese dönüştürmek cesaret, düşsel bir çıkış umudu aramak kadar naif. Şehirlerin sessizliğinde konuşan dil, şiirle kök salıyor.
“Akşamın Çocuk Rengi”yse bir resmin fırçadaki son dokunuşu gibi; o kızıllık gözlerde buruk gülümsemeye dönüşüyor—şiirin kendisi bir resim, ama bir çocuk kalbin hariçte kalan tutkusuyla.
Çok derin bir teknik değil belki ama şairin dilinin kırılganlığı, şiiri insanın iç coğrafyasına taşımakta. “Coğrafyadır yüreğim” derken yürek artık bir duygu haritası, bireyin iç evreni olarak karşımızda.
Taylan Uzar, 63 şiire, 89 takipçiye sahip; ama bana kalırsa hak ettiği ilgi çok daha fazla. Duyguda net, imgelemde zengin, coğrafyayı yüreğine taşıyan bir şairle karşı karşıyayız. Forumda onun dünyasını konuşmak istiyorsak önce onun duygularına kulak verelim. Şiir dururken sorulacak ilk soru şudur: “Senin coğrafyan nerede başlıyor?”
"Bir Ömür..."
Şiirlerinizi lütfen, Taylan Bey... açık tutun ki okuyalım hiç değilse...