Faydası yok ağlayıp dövünsen de
Şu kimsesiz duran senin tabutun.
“Niye” diye sorma, kabahat sende
Ömrünce mey içip şarkı okudun.
Sus! Şikayet etme yattığın yerden!
Taşa çarpsam hasreti
Rendeye vursam, elesem...
Beynimde saklandığı yere kurşun sıksam...
Biter mi?
Elimi elinin üzerine koysam,
Yirmi yıl önce, on yaşımdaydım…
İlk mektebin 3/A sınıfındaydım.
Sırtımda kara önlük, boynumda ak yaka,
Elimde ağabeyimden kalma yırtık bir çanta,
Çakılıp kalmıştım evin giriş kapısında…
Şaşkınlığım, fırtınalar koparmıştı dimağımda…
Besv etme dildarım, vecdime mukabil,
Mahfuz oldu sinemde,eyleme zail.
Picütabım aşikâr, ketm edemem bir türlü,
Sen gittin gideli,benim sinem mühürlü
Aynı tas aynı hamam…
Yine senin sensizliğini yaşıyorum.
Sen yoksun sen, her şeyim tamam,
Ve sensizliğe ağlıyorum…
Unutmadım söylediğin şiiri:
Ne gel dedim, ne gelme… Yine geldi.
Bu gün bayram, bayram olmadı…
Eskiden bayramlar böyle değildi.
Bu gün bayram, bayram olmadı…
Para mı var çizmeye, elbiseye…
Rahatsızım sanma yattığın yerden
Her gece aklına takılan benim
İrkilip uykundan uyanma hemen
Kıvrılıp koynuna sokulan benim.
Sen bilmiyorsan sus, ben biliyorum
Kar etmez doktorun ilacı derde
İçmeyenin hastalığı sabittir.
Gönülden gönüle giden mektubu
Açmayanın hastalığı sabittir.
Sevgi yedi canlı, zulüm kör olsa
Anlatmak istedim söze sığmadı
Saklamak istedim göze sığmadı
Ne kadar gülsem de yüze sığmadı
Bu derdi sorma…
Sabrımı çatlattı öze sığmadı
Kaç yıl geçti o ahından bilmiyorum
Ogün-bugün oldu hiç gülmüyorum
Kıvranıyorum, titriyorum, üşüyorum
Duy da mutlu ol diye söylüyorum
“Ölme sürün! ” derdin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!