Hükümlü
Sevda düştü ise göze
Ne gerek var söze
Aşk mevsimini şaşırır
Bahar iken dönersin güze
Hüzün
Durulmuyor yüreğim Duygularım Bedenimde değil
Bana ait değiller
Eşini arıyor gibi Ruh ikizini
Belki de bu yüzdendir
Hüzün Gözyaşları
Karlar altında kalmış İstanbul
Beyaza bürünmüş
Öyle yazıyor dostlarımız
Gelinlikler içinde
bir ben bir sen olsak
kahve kokusu sarsa odayı
yağmur çiselerken pencereden
çıkmaz sokağımızı seyre dalsak
kuşlar saklanırken ağaç gövdelerine
içimiz titreyerek bir birimize sarılsak
Ufacık tefecik minicikti elleri
Korku dolu meraklıydı gözleri
Gülümseten yanaktan gamzeleri
İşte bu benim oğlum
Düşe kalka koşarak yürüdü
Kınalı kuzum
Babasının bir tanesi
Varlığıyla dolar hanesi
Yanağında gamzesi danesi
Alnımızın akı kınalı kuzum
Kardelen/im-1
Kardelen/im soldurdular
Saçını başını yoldurdular
Olur olmaza uydurdular
Kaderine yenildi kardelen/im
mevsim kış geceler soğuk dışarısı ayazdı
evimizde bile üşürdük bu birbirimize nazdı
kim için çalınıp söylendiyse hasretlik türküleri
sevdasına sarılanın tek dostu hep yanık bir sazdı
sevdasına hasret kalan dağlara vurdu kendini
On yedi eylül..
Doğum günün senin..
Annenin en güzel günü…
Ya babanın…? ?
Oğlun oldu dediler bir Eylül günü.
Tonguç’ların, Hasan Ali Yücel’lerin
İyi Tatiller
Evde tatil
Her şey dahil
Küvette sıcak soğuk duşa girer
Balkonda upuzun güneşlenirsin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!