TAVŞANIN SUYUNUN SUYU
Ava çıkmış bir avcı, Akşehir yaylasına,
Ekmekleri bohçaya, suyu koymuş tasına.
Gün batmaya meyilli, belli akşam olacak,
Gökyüzünde parlayan güneş artık solacak.
Avladığı tavşanlar bir kaç adet sadece,
Eve gidene kadar yoldayken olur gece.
Ona demişler; "Gece yolculuk etme sakın."
Avcı etrafa bakmış, Hocanın evi yakın.
Evin yanına gelip dikilmiş uygun yere,
Kapıyı çalmış avcı, eliyle bir kaç kere.
Hoca dışarı çıkıp tam karşısında durmuş,
Ne için geldiğini bu yabancıya sormuş.
Meseleyi öğrenip, avcıyı eve almış,
Epey yorulan avcı derin uykuya dalmış.
Güzel bir uyku çekip nihayet sabah etmiş,
Bir tavşan bırakarak avcı yoluna gitmiş.
Biri gelip Hocaya konaklamak istemiş,
Tavşan veren avcının arkadaşıyım demiş.
Hoca tavşandan suyun kaldığını söylemiş,
O da tavşan suyundan yapılan çorba yemiş,
Bir hafta olmamışken gelmiş başka birisi,
Hocamız anlamış ki, bitmeyecek gerisi.
Yer sofrasını kurup getirmiş bir sahan su,
Çözümü böyle bulmuş meseleye doğrusu.
Nasrettin Hocamızın tutar nüktedan huyu,
Der ki; "Gelen tavşanın bu da suyunun suyu."
Sezayi TUĞLA (05 Temmuz 2020)
Sezayi TuğlaKayıt Tarihi : 22.9.2020 15:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!