Tavşan yavrumu yapar, yumurtamı?

SİZE BİR SORU SORACAĞIM; TAVŞAN YAVRUMU YAPAR YOKSA YUMURTAMI BİLEN VAR MI?
Bu soruyu duyan herkesin böyle saçma soru olur mu dediklerini duyar gibiyim, ancak dilden dile gelen söylentiye göre çok uzun değil yaklaşık bundan yarım asır önce Adıyaman’ın köylerinden birinde hamo adında bir köylü ava gitmiş. Av dönüşü akşam köy odasına gitmiş o günkü av macerasını köy cemaatine anlatmış.
Hamo - Arkadaşlar bu gün ben ava gittim, çat deresinde bir çalılığın içinde bir tavşan fırladı kaçtı ardından ateş ettim ama vuramadım, gittim çalılığın içine baktım ki ne göreyim tavşan bir yumurta yapmış Allah canımı alsın ki iki kiloluk vita yağı tenekesi büyüklüğünde.
Köy cemaatinden mamo adında bir köylü lan oğlum yalan söyleme tavşan yumurta yapmaz yavru yapar demiş.
Yavru yapar, yumurta yapar derken köyün yarısı yavru yapar, yarısı yumurta yapar demişler iddialaşma, bağrışmalar ve küfürleşmeler sürüp gidiyor, nerdeyse büyük bir kavga çıkacakken köyün en yaşlısı bağırarak durun kavga etmeyin size bir akıl vereyim demiş, bütün köylüler susmuş pür dikkat yaşlı adama bakmışlar.
Yaşlı adam - arkadaşlar gelin Hemo ile Mamo’yu görevlendirelim, yarın şehre gidip ağaya sorsunlar ağa ne derse doğrusu odur demiş.
Bütün köylüler onay verip kabul etmişler.
Sabahleyin erkenden Hemo ile Mamo şehrin yolunu tutmuşlar şehre varıp Ağanın huzuruna çıkmışlar.
El, etek öptükten sonra el pençe divan durmuşlar.
Ağa - Buyur evlatlarım ne istiyorsunuz.
Hemo - Vallahi ağa müsaade ederseniz size bir danışmamız vardır.
Ağa - Buyurun evlatlarım çekinmeyin söyleyin.
Mamo - Vallaha ağam ne deyim ki bu yalancı, salak Hemo diyor ki tavşan yumurta yapar bende diyorum ki yavru yapar
Vallahi Ağam en doğrusunu sen bilirsin.
Ağa - O iş kolay, üzün yoldan geldiniz, hele bi oturun, dinlenin, birer çay kahve için der ve kapı girişinde bekleyen hizmetkârı Hüso’ya seslenerek lan oğlum Hüso gel hele buraya.
Hüso – Koşarak Ağanın yanına kadar gelir buyur ağam der.
Ağa - Eğil hele Hüso, hüso eğilir. Ağa hüso’nun kulağına şöyle fısıldar; lan oğlum hüso bunlar bir şey hediye falan getirdiler mi?
Hüso – He ya ağam getirdiler biri bir heybe kesme pestil getirdi biride bir heybe ceviz getirdi.
Ağa - tamam evladım çabuk misafirlere çay kahve içecek bi şey getir der. tabi bu arada düşünür bunların maddi olarak her ikisinin de yükü birbirine denk acaba ne desem ki ikisinin de gönlünü hoş tutsam, ikisinin de hoşuna gidecek bir cevap versem.
Hemo ile Mamo çaylarını yudumlarken ağa yoğun bir şekilde beynini yorup düşünür bu arada çaylar bitmiş ama ağa hala düşünüyordu odayı büyük bir sessizlik kaplamış, tam o sırada
Hemo odanın sessizliği bozarak de hadi ağam, yolumuz uzak, işimiz çok bize doğrusunu söyle de bir an önce köyümüze dönelim, daha bütün köylüde bizden haber bekler.
Ağa Hemo’nun sesinden irkilip uyanır, tabi bu arada verecek iyi bir cevap bulmuştur.
Ağa - Hemo ile Mamo’ya dönerek evlatlarım siz boşuna buraya kadar zahmet etmişsiniz, siz bilmez misiniz ki tavşan kendi başına buyruk bir hayvandır canı isterse yavru yapar canı isterse yumurta yapar de hadi güle güle evlatlarım bütün köylülere selamlarımı söyleyin, hepsinin gözlerinden öperim…
İşte böyle sevgili dostlar, Şükür Rabbime ki günümüzde ülkemin en ücra köşesinde ikamet eden vatandaşlarım dahi aydınlanıp bilinçlenmiş kendi kararını kendisi verebilecek duruma gelmiştir ve dahi tavşanın yavrumu yoksa yumurtamı yaptığını çok iyi bilmektedirler.
‘’Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az’’
Kimi çok çalışır emekler gider boşa,
Kimi hiç yorulmaz sahip olur toprağa taşa.
Ölüm ne bey tanır nede ağa
Topraktan geldik gideriz toprağa