Yılanın dili çözüldü, eli, ayağı...
Ayılar mahmur mahmur,
Gözlerini ovuşluyor.
Kardelenler, göç yolunu tutmuş yine...
Parmak uçlarında yürüyor, sessizce...
Ağaçlar aheste aheste,
Cemre, tüyden hafif,
Salınarak düşüyor;
Havaya... Suya... Toprağa...
Fısıltı, ortak lisan, zira;
Tavşan, hala uyuyor.
Mevsimler böyle böyle,
Tabiat böyle böyle işliyor...
Güneş ışıkları gibi yağmurlar.
'Tıp tıp' ses çıkaracak olsa biri,
Bir diğeri uyarıyor, zira;
Tavşan, hala uyuyor.
Yıldızların kayacağı yollara,
Gezegenler , yağ sürüyor.
Yıldırımlar kırbaçlarını saklamış,
Yer kabuğu, tutmuş nefesini,
Alem sükut içinde, zira;
Tavşan, hala uyuyor.
''Yıllarca uyumuş, kalksın artık.!'' yok.
Hayat, bir devin kibrini sevmiyor...
En uzun uykulara boğuyor, ömrünü,
En hafif uykuluların...
Biraz daha sessiz, lütfen, zira;
Tavşan, hala uyuyor.
Kayıt Tarihi : 29.1.2024 12:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!