“-Macar Odasının müdavimi olanlar
gayfa mencilisinin adamı olmayanlar
ya oyun bilmezler de
gayfaya getmezler
ya da artık; oğlu-damadı yetişmişler
“gayfaya gedip de
onnarı ıra(ha) tsız etmeyen” deyenler
o gayfaya geldi deye
oyundan galkıp yer verenler
çoluk-çocu(ğ) u
onun yanında cığara işmeyenler”
gayfada huzursuz olanlar, ya da
gayfadakınnara huzur vermeyenler
“-her ne ğadal “-otur-otur” dese de
cığara işdiğine ses etmese de
yavaş-yavaş ortalıkdan çekilmek,
dünya işlerinden elini eteğini çekmek
artık sakalı yerine gomaları
acık da ahiret işlerine
el atmaları ğerek”
“-yok ki anasına sattımın bi gayfa da(h) a
genşler birine ğederse biz de ötekine ğedelim
garşılıklı oturup oynacan Bedel gibi amma
ele ğüne ne deyelim
canım odaya ğetmek isdemeyo aslında
emme nerde durayın,
nere ğedeyin”
“-insan kendi beceremese bile
Göpleğin Amadın tavlasını
seyretmeye doyamayo
asla teslim olmaz
neyder-eder
illa kendini vurdurur,
karşıdan bi pul daa getirir
“-yek evinden çıkmak oyunu verdirir””
“-gıçını satacan,
şeş evini alacan,
garşındakının
atcaa zarı hesaplacan”
“-yavaş oynar emme
sonuna ğadar zar atıp, bıkdırır Pala,”
“-penç-ü se, severler güzeli gencüse
.....................................................”
“-her sayının bi adı var;
yek-dü-se-cıhar-penç-şeş
çift geldimi dü ya da düş eklenir,
dubara, düşse, düpenç, düşeş
dü eklenmeyenlerde
hep yek, dörtcar,
hani insan bir-bire
“-hep yek” dendiğini anlayo da
dinine yandımın madem dört-dört gelince
tavlada dört de var
peki o zaman niye hep-cıhar
değil de dört-cıhar”
“-get len valla sen zar dutuyon yau
altı kapıya aldık
ne zamandır gelmeyen şeş geldi aşdık
adam hemi şeşi yek atıyo
hemi vuruyo,
hemi çıkıyo
biz aşmak zorunda galıyoz,
o aşmayo
dört gapıya bize hala gele
adam hankı gapıyı yapıyosa bize hep o geli
adam kaçıncı çit atıyo ya
zar dutuyo valla”
“-sen de dut arkadaş
dutmadan mı atacaz”
“-dutulu da bu ğadar da olmaz.mına godumun”
“-tamam benimkini ben dutuyon geliyo
seni(n) kini demi ben dutuyon da gelmeyo
hemi sana hiş mi çit gelmedi
çiti oynamadan vazgeşdin mi
çift geldi arkadaş deyip de
yengatdan atdın mı? ”
etraftakiler “-yooo”
“-bu desdekçiler varıkana
biz boşuna debeleniyoz”
Devamı Tavla Sadullah'ta
İbrahim ÇelikliKayıt Tarihi : 12.12.2006 18:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tavlanın kitabı (uzun olduğu için) Dört-cıhar, Sadullah, Şanal ve Altmışaltı (ya da Küçük Bolat) sıralamasında bölümlendirilmiş çalışma.. Herkes tarafından kabullenilmiş kuralları, insanın illa galip gelmek mecburiyeti, stratejilerin sınır tanımazlığı ve yenilenin neden canının sıkıldığını anlayamasakta; İbrahim Çelikli
![İbrahim Çelikli](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/12/tavla-dort-cihar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!