Tatsız Sakız Kleopatra

Yaşamak ile ölmek arasındaki o ince çizgidir dudakların
Ben nefesinin arasına sıkışmış kör cambaz,
Görmek ile bakmak arasında ki o ince ayrıntıdır gözlerin
Ben kirpiklerinde sallanan sokak çocuğu,
Öpmek ile koklamak arasında ki o ince dokunuştur tenin
Ben derinin üzerine işlemiş esmer güneş lekesi...

Uzun boylu ve zarifti
Biraz ısrarcı
Biraz vahşi
Çokça merhametliydi,
Üzerinde dar kesilmiş yeşil bir elbise
Biraz yağmur ormanları gibi kadın,
Biraz karadeniz bölgesi
Belki de az birşey iki çift yeşil bir göz,
Kadın,
İnşası tamamlanmış bir melek,
Tanrının son kozu..

Kız kulesi gibi göğüs dekolteli kadın,
Dekoltesi evren kadar
İçine düşsem çocukluğumu göreceğim,
İçine düşsem tutup kolumdan kaldıracağım kendimi,
İçine düşsem, korkarım kendimden
Dışında kalıyorum,
Yani,
Teninde..

Kulağında rüzgarın yuva kurduğu
Gümüş küpeler,
Boynu ile dudakları arası İstanbul kadar
Öpülesi,
Saçları ensesinden beline kıvrılan
Tahrik yolu,
Dudakları cehennem kırmızısı
Aşk ateşi,
Öpse,
Gökkuşağı renklerini kaybeder
Yetim kalır yıldızlar
Bulutlar annesiz..

Gerdanından meme uçlarına doğru uzanan
Mavi kolye,
Ne kadar şanslı,
Nasılda kalabalık kokuyor parfümü,
Teninde izdüşümler,
Başına taç yaptığı plastik element,
Ne kadarda kibar,
Nasılda yakışmış,
Kadın,
Elhamdülillah kadın
Tapınılası bir manzara,
Kadın
Duruşuyla, bakışıyla
Vücuduyla;
Sanki Kleopatra...