Kıl çadırda doğmuşum mart ayında
Deli tay da benden bir saat önce doğmuş
Yani hayata birlikte başlamışız
Ebe kırk taşlı su ile yıkamış beni
Ve dilime toprak sürmüşler toprağını sevsin diye
Çocuktum her şeyim vardı her şeyim
Koskoca dünya benim!
Deli tay, ben dört yaşındayken
O düzden bu düze koşar
Nal sesleriyle inletirdi dağı taşı
Her doğum günümde ona biner
Her doğum günümde ağlardım
Çünkü hep düşerdim
Kınalımız…
Sürmeli…
Çil horoz…Tutar,Belgin
Bir sürü koyunlarımız vardı bir sürü sevgimiz
Arılarımız vardı, ballarımız…
Dedemin elinden ısırırdım ballı peteği
Kahramanlık türküleriyle uyanırdık güne
Dedem koca meşenin dibinde gür sesiyle
“Hey! Hey! benden selam olsun Bolu beyine
çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır” dedi mi
hemen dizinin dibine çökerdik.
Bize savaş hikayelerini anlatırdı.
Küle gömdüğümüz yumurtaları yerken
Soğuk işleyemezdi gülüşlerimize
Avşarlı’nın düzünde at koştururduk
Atların özgürlüğüne düşlerin gülüşüne tutsaktık
Ağabeyim sapanıyla kuş avlardı
Ablam menekşe toplardı derenin koyundan
Anam nasırlı elleriyle yün eğirirdi kirmenden
Babam yanık türküler söylerdi anama
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim….
Yayla zamanı geldi mi günlerce yol alırdık
O yollarda neler olurdu neler
Deli tayın oğlunu Gülek Boğazı’nda bir tır çarpmıştı
Oracıkta ölüvermişti
Sevgi vardı biliyorum
Gülmek…..Yaşamak…
Delice yaşamak…..
O gün öğrendim ki ölmek de varmış!
Dedemin dediği Kahramanca ölmek bu dedim
Çocukluk bu ya gülüp geçtiler bana
O gün bu gündür bir şarkı olmuştur dilimde
“Yazık oldu telli doru şanına! ”
Biz yaylaya göçeduralım
Çünkü ömür biter yol bitmez
Yayla çam kokar
Güzelim kekikler,yavşanlar
Kırın bin bir çeşit çiçekleri
Bir de anamın köpüklü yayık ayranı
Çalı toplardık
Ateşte sıcacık sıkma
Bir ayran içerdik bir sıkmadan yerdik
Gel keyfim gel
Bir film gibi sanki şimdi
Düşünüyorum da
Babam bizleri okutmak için
Önce sürümüzü sattı
Şehre ev yaptırdı
Sonra da deli tayı kör muhtara yok pahasına verdi
Ne günlerdi o günler
Hepsi bir bir silinip gitti
Babam bizi okuttu
Yedimizi birden
Şimdi çok yabancı şeyler
Sanki tatlı bir düş gördüm yıllar boyu
Hala deli tayı ve sürürlerimizi rüyamda görürüm ya
Rüyamda her şey yepyeni
Anılarda ne kadar eski olsalar da
Hala sıcak bir gülüş içimde
Islak hatıra olur gözlerimde
Ve hep derim
Bir gün alıp başımı gideceğim Toroslar’a
Kekik kokulu yaylalara
Yaşayacağım bir başıma
Atım hayvanlarım toprağım
Gönülden sevdalıyım onlara
Hatta sevdadan da öte uğrunda ölecek kadar
Kayıt Tarihi : 7.4.2006 12:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ben güneyliyim ve bizim oralarda yörük kültürü vardır. ben de yörüğüm. Yörük ' göçebe olarak yaşayan ve geçimimni hayvancılıkla sağlayan topluluklar'a verilen addır. Ben bu şiiri annemin gençliği kendi çocukluğuma özlem olarak yazdım. Bana ilham kaynağı olan olay ise 1996 da üniversiteye final sınavına giderken yol kenarına konaklamış yörükleri görünce kaleme aldım...toprağım ve toprağımda alın teri döken toprağına bağlı ve doğa ile iç içe yaşamayı seven insanlara da atfediyorum.sevgilerimle...
YÖRÜKLER YANİ (YÖRÜYÜKLER) ZAMANLA BİR KISMI YERLEŞİK DÜZENE GEÇMİŞ ZAMANLA BU YERLEŞİK DÜZENE GEÇMELER ÇOĞALMIŞ
BENİM ÇOCUKLUĞUMDADA KÖYÜEN BÜYÜK VE KÜÇÜK BAŞ HAYVANLARI TOPLANIR 5-6 ÇOBANA EMANET EDİLİR ONLARDA AYDIN DAĞLARINA GÖTÜRÜRLERDİ SÜRÜLERİ BİZDE YAYLAK YOK..BAHARDA DA GERİ GETİRİRLERDİ ŞİMDİLERDE KALMADI...
GELELİM ŞİİRE..YA ARKADAŞ SDABAH SABAH TÜM YARALARIMI DEŞMEK İÇİMİ ACITMAK KANATMAK ZORUNDAMIYDIN DİYECEĞİM AMMA BU ÇOK TATLI ÇOK GÜZEL ÇOK MUHTEŞEM BİR YARA DEŞME SAĞOL ELLERİN DERT GÖRMESİN YÜREĞİNE ACILAR DEĞMESİN..BEN DAĞLARI HALA ÇOK SEVİYORUM HEMDE ÇOK .. ŞURDAN Bİ KURTULSAM MEKANIM DAĞLAR OLACAK BENİM ÇOCUKLUĞUMDA DAĞLARDI AMMA BİZDE KOYUN SIĞIR FALAN YOKTU BEN ELLERİNKİNİ GÜDERDİM BİZ ÇOK YOKSULDUK
ŞİİR MUHTEŞEM SAYFAMA MİSAFİR ŞİİR DİYE EKLİYORUM SAĞOL DOST KALEMİN HİÇÖ YORULMADAN YAZSIN BAKİ OLSUN VE SEN HEP VAR OL DOSTLARIMIN ARASINDA AMMA EN ÖN SIRALARDA SELAM VE SAYGILAR DOST SEVGİYLE KAL
TÜM YORUMLAR (1)