Tasvir-i Tahlil Şiiri - Adnan Deniz

Aynaya bakıyordu adam,-eh dedi, saçımda biraz dökülmüş ya olsun o kadar. Bir Tıraş olurum şimdi, lacivert takımı da çektim mi, iş tamam diye düşünüyordu.
Pantolonu denedi önce, göbek, pantolona sığmıyordu. Ceketi giydi üstüne olmadı, çok dar geliyordu. Yaşı elliyi geçmişti, artık eski urba yama tutmuyordu.
Gömlekleri denedi tek tek. Ne zaman almıştı bu kiloyu! Sonunda sırtına bir şeyler uydurdu. Tekrar aynaya baktı. Biraz dedi, spor yapmalı, diye mırıldandı. Kapıdan dışarı çıktı. Ayakkabısına baktı. Hangisini giyse daha şık olur du? Tek tek giydi, çıkardı. Gerçi tam beğenemedi birini ama düğünden kalan kundura iyiydi. Biraz parlakça ve dikkati çekerdi. Düğünden kalan parlak kundurayı giydi. Biraz kokular süründü, taktı gözlüklerini ve yürüdü. Artık olup, olacağı buydu.
Bindi arabasına, gaza bastıkça ve yolda yayan gidenlere şöyle yan gözle baktıkça biraz daha moral buluyordu. Günaydın dedi, yolda giderken birine, Adam oralı olmadı. Neyse dedi, herhâlde duymadı.
İş yerine doğru uzandı, vardığında herkes, önlerinde dosyalar çalışıyordu. Bu güne bu gün bu kurumda bu adam müdürdü. Günaydın dedi, önce aldıran olmadı. Herkes kendi halinde, kendi derdini düşünüyordu. Kiralar, borçlar, sorunlar memurlar için yığın yığındı. Günaydın der gibi mırıldandılar. Ne de olsa bu adam, bu kurumda bir müdürdü.
Söylemedi ama kızdı müdür, koltuğuna oturdu. Yere bir kâğıt düşmüştü, sanırım bu kağıtın yere düşüş tarihi dündü. Çağırdı hizmetliyi burası ne diye pis diye bağırdı. Büktü boynunu hizmetli yerden kâğıdı aldı. Adam biraz rahatlamıştı. İşte o da birazcık adamdı. Emirler yağdırdı memurlara, herkes neden kızdı müdür anlayamadı.
Çaylaar... Diyerek çaycı girdi odaya.-Müdürüm Ne şıklık böyle. Çok yakışmış dedi. Sana bu lacivertler, kunduralarında tam uyumlu olmuş. Demli içiyordun sen, tek şekerliydi çayın. Biliyorum, sana afiyetler olsun. İyi günler diliyorum diyerek çaycı geri çıkıyordu. Gevşedi müdürün gergin olan her yerleri. Ne iyi bir adam bu çaycı dedi Helal sana çaycı bedri.
Neşesi yerine gelince esnedi biraz müdür, imzaya getirdi bir yığın evrakı memur. İmza attıkça biraz daha kendini önemli hissediyor, müdür bu gün yeni yeni kendine geliyordu. Hele giderken -Bu gün daha şık olmuşsun demişti ya Fatma memur, bu söz onu daha da yükseltmişti ama yine de sabah ki kızgınlığından ona pek yüz vermemişti.
Tek tek kontrol etti herkesi müdürdü ya. Bir kaçına gürledi esti. Ama herkes ne yapsındı müdürü filan, onlara geçim lazımdı. Öyleydi ya Bu kurumdan bunun gibi ne kadar çok müdür geçmişti.
Şehrin sokağına çıkıp biraz gezindi. Müdür bey dedikçe kendisine sokakta herkes, ne kadar önemliymişim diye gerindi müdür bey, ne yaparsa yapsındı yaşı elliyi geçmiş, göbekli cekete sığmayan güzel bir adamdı.