Çok işleri daha olmadan anlardı.
Hiç olduğunu her şeyin, çok geç anladı.
Ellerini yokladı onun değil,
Ayakları kasılmış gözler fersizdi.
Ciğerler körüklemekten bıktı havayı.
Damarlar bir gümrükçü kesildi.
Sabit bir noktaya kilitlenmiş bakışlar,
Ne versen alamayan şaşkın avuçlar,
Bakışa güzellik katmayan kirpikler,
Sona ermiş milyarlarca mimikler,
Sahte para gibi sonsuz düşlerde,
Bir dilenciden bile bir kuruş bekler.
Davranmaya mecalsiz donuk bir beden,
Kesilmiş ağızlar yeyip içmeden,
Eser kalmamış yüzünde, gülmeden,
Zevk almayan kulaklar duymadan,
Söz etmeyen acıkmadan, doymadan,
Sular şırıl şırıl akarken yanından,
Arzu bitmiş sular gider içmeden.
Soğuk sıcak artık ona yalnız hatıra.
Tek kelimeden aciz dudaklarla,
Saçlar tek tek uçuşuyor rüzgârda.
Bozuk motor gibi kararmış eski yürek,
Yanmaya vurgun oksijenlerde dehşet.
İnadı tutmuş sır vermeyen nabzın,
Azmiyle meşhur kasvetinden bu kalbin,
İsyanına uymuş, kanıyla donmuş beyin.
Cevap alabilmek her soruya,
Eski bir alışkanlıkmış meğer.
Çıtaları yükseklerle ölçen rakamlar bunak,
Savrulan yumruklar hep boşa gitmiş.
Uzun atlamalardaki mesafeler yok.
Balıklara has zikzaklar artık kilitli,
Nefese hasret zevkler, umutlar bitmiş.
İnkâr edilmiş yanaklardaki gülüşleri,
Severek bakamıyor güzel gözler,
Son bakışa denk, donmuş ümitler.
Yol göstermiyor seslere inatçı dişler,
Sesler kılık değişmiş hırsız gibiler,
Susmuş notalar, matemde müzikler,
Çılgın fırtınasında denizlerin dalgalar bitmiş.
Güzellik kendine küsmüş, kendinden ümitsiz,
Gözyaşına pişman olmuş aşıklar,
Bedenlere sığmayan aşka sığmayan,
Bastona yaslanmış aşüfteler.
Böyle bir sabaha uyanmak dünyada,
Kimselere kalmayan vefasız manzarada,
Bir dram, bir mutluluk ve sonunda ölümler.
Uzun ömürler bile eski bir kartpostal gibidir,
Yaşamak sonsuzluktur ancak,
Bu dünya sadece tasvir.
Kayıt Tarihi : 29.10.2009 18:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!