Taşlarda Gülen Rüya Şiiri - Ayhan Sarıoğlu

Bursa’ya dair…

TAŞLARDA GÜLEN RÜYA

Ve zaman, usulca çözülür kozasından
Karanlığı yırtarak çıktım mağara yazgılarından
Keski ucunda yontusuyla kanayan bir taşın,
Dar patika yallara işlenmiş adımlardan,
Bilgeliğiyle anlatısında yaşlı bir çınarın.

Yüzümü dalayan dikenlerimi, ağardı sakalıyla asırların,
Yoksa sarhoş narasını, gecenin bağrından
Han duvarlarına vurur sesim,
Rüzgar kanatlarıyla geçtim, mevsimleri, yıllan,
Okşadım, sunan gözeneklerine sinmiş gölgelikleri.
Öptüm de yandı tutuştu dudaklarım,
Venüs’ün göğüslerini soğuk ve taştan

Sonra sürüldüm çelebilerden içine efsanelerimin,
Fermanlar geçti zılgıtlarıyla üzerimden
Ateşten gözlerimle bir sıra neferiyim artık,
İsyancı ordusunda Celali’nin...

Söner bakışlar kabuğu aralanınca toprağın
Ve ağıtlar yandı, kestane alevi közlerinde
İçimde bir çoban türküsünün hüznü
Ahşap çatılardan içine süzülür dar sokakların,
Ve yalnızlığı uzar dev daneci Murat’ın.

Bakırcılar çarşısında çekiç sesleri,
Yankılanır. dökümcü kahkahalarıyla pirinç handa
Köroğlu’nun narasıyla yaşama tutunurken,
İçtim de, sarhoş olamadım, bu fakir uyaklarla...
Yüz sürdüm eteğine sultanım ve astarsız kaldım.
Durdum makamı mihrabında,
Püf noktalarının...
Günah ve sevap ağacında kazılıdır
Nakkaş e elleriyle bir hattatın.

Dokuz köyden kovulunca, özümde ateş yandı benim.
Tozlu atlarıyla haramiler geçti üzerimden
Parmakları kesilirken ozanlarımın
Kellesi vurulduğu yerde karagözün
Donar kalır kanım.

Ve keşiş dağı sivrilerinden bir derviş,
Lodosların uğultusuyla.
Yuvarlanıp inerse
Ve gelip dayarsa asasını düşlerinin kapısına,
Sakon korkma, şimdilerin kızıl saçlı kızı
Benim de yüreğimde yanan o kızıltılardan,
Anaforlar taşırım meydanlara saçlarından.
Hiç yaşanmamışa yönelik ağrılarımızın,
İçinden geçilir taşlarda gülen bir rüyanın...

AYHAN SARIOĞLU
24.01.2005