Her zaman tasarlanılan bereket,
Kaç zamanlı olur ki aşktan aşka geri dönüşlü sebepsiz hakaret
Bir nezakette sükunet.
Karalar çalmaya vakit yokken,
Arabalar yollarda ilerler hep ama kornalar da işler.
Beklediğini sananlar sarı ışığın
Geçmişini klaksonun bilmiyor demek.
At da kişner, uzun eşeğe ilham olur da eşek.
Sokulganlıktan sıkılacaksan,
Haber ver de alayım seni;
Belki yitireceksindir hepten gene kendini:
A’nı bağlamaz zaman geçen;
Kazılarak tahta kaşıkla aşılır.
Beklenen bir zaman
Kendi ölçüsünde muamma.
Fazla karışık şeyler, istenmediklerinde onlar;
Kötü sansürüne benzer sessizliğin ayrıksı yanının.
Öyle ki sarmaşıklarla bir bezemişler;
Çıkılmayacak yer yok gibi, yumuk göze her yer kar.
Hızın
Bunun ölçüsünde yeri yok.
Ve birden de hızlanır üstelik.
Salıncakta karanlıkta sallanan nekahet;
İlaç takviyesiz neşterdir Sadabat.
Aldığın nefes,
Verdiğin nefes
Ve hava soluduğun.
Kurtardığın kendin,
Diğerin kurtardığın;
Sensin kavuştuğun.
Terhis getirilmemeli buna,
Geçen zaman nedir ki şans ile bir anlıkta
Ve o anlık’ta bulunanda…
İstisnasız,
Bir ya da birkaç anafor.
İlginçtir;
Telesiyej dizgesi geçiyor önce Bursa Uludağ’da,
Hiç kimse yok üzerlerinde…
Daha sonra koca bir teleferik beliriveriyor
Ve tıka basa dolu.
Bir umut bin parçacığa bedeldir
Ve bu koşullarda, Karlar Kraliçesi’nin
Kırılmış aynası bile birleşir, onartılır.
Uçan kuşlar, kuştur.
Akbabanın gerdanı biberonla kaldı sade,
İçinde süt yoktur.
Raptiyeler holüne çıktık,
Hız yapmamamızın nedeni ne aşırı rüzgar,
Ne vakitsiz bastıran yağmur,
Ne de sivri uçlu o raptiyeler.
Burası,
Bir zaman için, küçük bir yer.
Sebep buysa, uyduk sebebe
Bir zaman için
Ki ama yakalayacağımız oluşumuz
Her zaman için.
Biraz da kulak gerek,
Ya da ne kadar taradın?
Kazanda pişen,
Ormanın kenarına sonra düşen bitki
Üç adet çiçeklik bir buket bile değildi.
‘Kısaca nadiren’ iki;
Çokçaysa bir, roket.
Gökte gökkuşağında giden makinistsiz şimendifer;
Tekrar konuklar gelene kadar pedal kesmez ya;
Arada bir hız kesiyor,
Onlar geldikten sonra
Hiç pedaldan çekinmez:
Meşakatli icra….
Kendin gibi olsun tiradın ha!
Omuzlarından tuttuğum gibi çeviririm
Bir yerde bir de gökte
Görürsün gezegeni yıldızı, gökadayı
Sen hanyayı konyayı, kolonyayı, kolonyayı ve buzdolabını;
Tartışıp barışırız diyene yalanken aksi …
Kayıt Tarihi : 15.11.2007 20:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/11/15/tasarlanilan-bereket.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!