Taş Yağmış Üstümüze Anne.
Hani derdin ya anne
“Üstümüze taş yağacak maazallah taş.”
Taş nasıl yağar diye düşünür dururdum
Geceleri uykularım kaçardı
Kâbuslar görürdüm.
Ancak yetmiş beşinde
O kâbuslu gaflet gecelerinden
Karanlık sabahlara uyandım
Karanlıklar aydınlık
Aydınlıklar karanlıktı bu sabahlarda
İyilerin kötü
Kötülerin iyi sayıldığı
Güzelliklerin çirkinlik
Çirkinliklerin güzellik diye takdim edildiği
Gerçeklerin yalan
Yalanların gerçek sanıldığı
Sabahlara uyandım anne
Her şey ters düz olmuştu
Şairin dediği gibi
“Piramit in duruş namusu bozulmuştu”
“Fi ehseni takvim” patentli araba
“Belhum Adell” çukuruna yuvarlanmıştı
Taş yağmıştı gerçekten taş anne
Caddeler sokaklar binalar taş kesilmişti
Bir beddua tutmuşçasına
Bedenler, kafalar taş kesilmişti
Zihinle, fikirler taş kesilmişti
Gözler görmüyor
Kulaklar duymuyor
Yürekler sızlamıyor
Diller dudaklar taş kesilmişti.
Vicdanlar, ruhlar bile taş kesilmişti
Gönüller ve duygular taş kesilmişti.
Bu taşları eriteceğiz eriteceğiz anne
Sen rahat uyu.
Bir avuç yüreğin sıcaklığında
Şehitlerin kanlarıyla
Annelerin göz yaşlarıyla
Filistinli, Suriyeli, Mısırlı, Iraklı
Uygurlu ve mazlum yetim yavruların
Nurlu bakışlarıyla eriteceğiz taşları anne
Eriteceğiz taş yürekleri anne.
Sen rahat uyu.
16 – Temmuz – 2014 Amasya
Seyfeddin Karahocagil
Kayıt Tarihi : 16.7.2014 02:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)