Bilirim.
Beş para etmez gözünde ağzımdan çıkan sözler.
Bilirim gözlerin ettiğim sözlere kıymet biçmezler.
Ama okumalısın bunları çünkü lazım olacak.
Hâlâ içinde bana bir parça kıymet kalmış olacak.
Biliyorum evet sen bunları okumaya yeltensen.
O yılanlar bedenini sarmış olacak.
Senin bunları okuma ihtimalin sırası,
Benim aklım çoktan başka galaksilere dalmış olacak.
Unutma!
böyle aşklar yakışır ancak böyle mutsuz sonlara.
Biliyorum benden gittin ama ne olur gitme dedim onlara.
Biliyorum benim yüzümden gittin o alçak sinsi yılanlara.
Seni ben teslim ettim onlara.
Günü geldiğinde bana attığın o ruhsuz bakışlardan sık onlara.
Sevgisizlik karşısında gösterdiğin o acımasız sözlerini doldur tüfeğine.
Yüreğini diri, gözlerini açık, silahını yağlı, bıçaklarını bileyli tut.
Ateşle, doğra, saldır gerektiğinde.
Eğer sana benim yaptığım yanlışları yapmaya kalkarlarsa
Göster onlara gücünü, göster yalnız da yapabileceğini.
Utandır beni yine, göster.
Gerektiğinde bir ceset kadar soğuyabileceğini göster kalbim onlara.
Yeri geldiğinde bir kış yorganının içindeki sıcaklığa benzese de bakışın bile.
İşte böyle diyeyim uzaklardan ama içimden beni geberten kadın.
Sevgisizliğe susmaz. Hele ki onlara...
Sevgisizlere susmaz bedenimden sevgiyi çalan kadın.
Hacıların nefretle şeytana attığı taşlar gibi
Ebabil kuşlarının ebreheyi taşlar gibi taşlar
Sanki bir çocuğun mahalledeki kara kediyi taşlar gibi
Taşlar onlara.
Sanki gökyüzüme, bulutlarıma kum serpmiş her yağmurda çarpar bedenime sözlerinin ağırlığı taşlar gibi
Medusanın bir göz uğruna çevirdiği taşlar gibi
Ruhumu aşka karşı taş katı kestiren kadın.
Taşla onları demem o ki
Eğer yapmaya kalkarlarsa seni şeytan gibi
Eğer yıkmaya kalkarlarsa mabedini
Ürkütmeye kalkışırsa eğer ki bir kara kedi
Kum olup yağarlarsa tependen,
kutsal saçlarına yapışırsa pislikleri sıçrat onlara.
Gözlerine kör edercesine bakışlar savurmaya başlarlarsa çek onların ipini.
Göster onlara taş kadın.
Göster onlara o sfenksten bozma tipini.
Koru sonsuza dek sırrını sır gibi sakladığın piramitini.
Kükret onlara karşı o zayıf ve çelimsiz itini
Sakla güçsüz tarafını.
Hisset ruhunun derinlerinde saklı bir yerlerde kalmış olmalı
Bazı pislik özelliklerini ruhun benden almış olmalı
Göster onlara ki ürksünler senden.
Bazen pislik olmalısın gerektiğinde inan bana
Deseler de bazen insanlar melek gibi sussam da yılan bana.
Vurmalısın bazen en sevdiğine
şımarmasın diye bilirsin
Senin güçsüz olamayacağın işte bu yöntemle bilinsin
İsterlerse bütün yüklü emeklerin tek bir sözle silinsin
Her yıkılışta yeni emeklere ellerin tekrar dirilsin.
Tekrar sev ki vakur bir erkek yokluğunla delirsin.
Yokluğun cehenneme taş çıkarır.
Bilirsin.
Gerektiğinde yokluğunu koklat hafiften onlara.
Hâlâ teslim olmadığına inanıyorum onlara. salak gibi yeminle.
Umrumda değil, değil.
Artık farketmez yaşamım geçip gitsin.
Sensiz ya da seninle.
Burada duymayacağın şiirler yazmak olmuşsa da işim.
İşin de kalmamış ama benimle.
Bilesin dostum.
Varlığınla yokluğun şerefime değer katmaz.
Ha gökyüzü ha zeminde.
Arada kaybolup sığınırım bir şiirde sana bakma ya da şımarıp sevinme.
Seni onlara ben teslim ettim fikrinde sürünüyorum hâlâ.
Ondandır bu yakınma, delirme.
Üzülüyorum hâlâ.
Taş kadın. Taştan kadın olmana
Olsun.
Sen yine de bir ara söyle onlara.
İzin verdirme solmana.
Engel oldurma var olmana.
Hayat her zaman sana serbesttir.
Bir çiçeğe yahut bir güle konmana.
Unutma taş kadın.
Yaşamak ve yaşatmak bizlere.
Yakışır ölmek ve öldürmek onlara.
Dedim ya.
Böylesine aşklar yakışırdı.
Böylesine mutsuz sonlara.
Unutma!
Böylesine mutsuz aşklar.
Böylesine yakışırdı sonlara.
Kayıt Tarihi : 12.4.2023 00:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!