Dehledik geceyi dağların sırtında yıldızlara basa basa
Nal seslerimizde söküverdi şafak, boy/l/adık ufukları
Bulvarlar şaşkın, ovalar utanmıştı suskunluğundan
Sürüklemiştik rüzgârı doludizgin utkunun harmanına
Ödenemez borçların kan deryasına bastı geçti bir Evren
İzi kaldı zakkum kokulu; gölgesi düştü yıldızlı doruklara
Islak türkülere sardık çiçek tozağını kırlarımızın
Acıya alıştı sessizlik, çağlayanlar ıslıkladı bilincimizi
Solan yiğitliğiydi hayatın, kendisi değil asla
Yangınlara mıhlanmış çisenti, geremez çarmıha beklentileri...
Uçarı suların ödediği bedele saklıdır umutlarımız,
Değmeden anısı bitmemiş düşlerin kanayan aynasına.
Şimdi gölgesini arayan raylarca tuzlu yorgunluktayız
Susturulduğumuz ıslıkta kilitlenmiş kalmışız paramparça
Rengi bir, sofrası bir farklı kimliklerde paslaşıp duruyoruz
Yarılmış söylemleri tenis topunca bir atıp bir tutuyoruz
Dumansız yaşamların coşkulu izleriyle dağlanmış acılarda.
Zaman havuzunda halkalanan dalgalar, dalgalanan halkalar,
Ya solgun unutkanlıkların boyut atlaması gibi yayılır
Ya.... düşlerimizi astığımız duvarlarda çözülür bu kırağı.
Gün gelir fırlar, sisin kucağına saklı kırık anılar
Ödediklerimiz sayılır en sivri özlemlerin borcuna
Günlerin kızardığı uçurumlardan uçururuz atlarımızı
Taşar, eylem eylem dağıtır köpükleri, kuşatılmış dalgalar....
Kayıt Tarihi : 17.9.2005 17:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Acıya alıştı sessizlik, çağlayanlar ıslıkladı bilincimizi
Her bir satırda bin bir çağrışımlar yakalıyorum imgelerinle. Yüreğine ve kalemine sağlık tebrik ediyorum sayın hocam, üstadım. Nihat Albayrak
Bu şiir size o kadar yakışıyor ki hocam.
Tebrikler ve sevgiler...
TÜM YORUMLAR (2)