Tarık Özcan Şiirleri - Şair Tarık Özcan

Tarık Özcan

Bir rüzgâr gül kalbime adını fısıldarken, Hasretinden çöl gibi yollara düştüm sensiz. Sana ulaşmak için gün değil gece değil, Zamanın kapısında kul olmaya razıyım./ Miracının muradı kalbimin arzusuydu. Tutuştu gül bahçeleri sesinin yankısıyla. Birden yüzünü gören dağ kendini eritti. Dağıldı kalbim birden güzelliğin eliyle./ O mavi gül çırpınır gözlerinin ufkunda. Belki de beklenen gün müjdesi sahilinin, Sessizliğinde kanlı bir aşk alevi sundu. Anladım gülüşünün sevgilisi beyaz din./ Baktım yandığım saat bir mevsimin rüyası. Yıkanmış bütün zaman onun avuçlarında. Serpilirken duayla dudaktan dudaklara, Kalbim gülümseyerek kendisinden geçti.

Devamını Oku
Tarık Özcan

Hiç Unutulmayandır Yüzün

Hüsniye Akguş’a

Bir köy yalnızlığıdır yüzün

Devamını Oku
Tarık Özcan

ilk yaz aydınlığı pencerem gözlerin akşam buğusu şarklı kalbimi kanatır sorgusu sofuca bakışların yüzün kilim zarifliği dokunmuş kibar duruşun bir güz sonrası yemişi durgun gözlerin demlensin içimde derin bir göl kımıltısız kirpiklerinden inci düşünce başlıyor büyük uğultu sorgusuz sualsiz susun ilk yaz sensiz olmuyor sevgilim düşümdeki dal kırığı kalbim kanlı bir kristal yolları kes yaz gitmesin

Devamını Oku
Tarık Özcan

Sükûtun emzirdiği bir dil, Rüyasını tanımazken. Diline çığlık takılan gül, Kendini düşlere yedirir. Ey güneşin zamanında, Aynalarla vücut bulan. Ben konuşarak yanarım. Sense çığlık atarak yan. Gündüz kulak sese küskün. Gözse karanlıkla kardeş. Aynalarla oyalanma, Sükûtu emziren Mecnun.

Devamını Oku
Tarık Özcan

Bu şehrin saat kulesinden, Sesler geliyor zamanı çalan. Sonsuz bir ışıktır özlediğimiz, Düşlerimizde açan. Gidiversin alı al, moru mor dünya. Ben, at sürmeyeceğim, yalana doğru. Bir nur akacak önüm sıra, Sancıların doğurduğu. Ve bütün düşünceler yıkanmış. Bütün yalanlar yasak Düşüp geleceğim arkan sıra; Baş açık yalın ayak. ? 1979 yılında Samsunda yazdığım bu şiir son kıtasının ikinci mısraı 2005 yılında çıkardığım İkindi Işığı isimli kitabımdaki gibi bütün kitaplar pampak şeklindedir. Uzun yıllara dayanan bir arama serüveninden sonra (otuz yıl) 2010 yılında yukarıdaki şeklini almıştır. Sanatın çilesini çekmek isteyenler için iyi bir örnek olacaktır (Tarık Özcan)

Devamını Oku
Tarık Özcan

Suskusu dalında gülümseyen mevsim Akısını serper karanfil dudaklı bahçeye Ve Nisan sofrasının gür şenliğiyle Aşkla gülümser yeşil yüzlü geceye Öyküsünü kuşlara ödünç vermiş ağacın Şirindir dalında parlayan meyvesi Yapraksa sevgiyle gülümser yeşilinde Dindirir göğsündeki son bahar sızısını Ve mazinin terkisinde büyülenmiş düşsel Bir zaman aralığında ışıldayan yerelliğim Şimdi yer yataklarına hasret güzel Bir çimen yeşiline satar düşlerini Kokusunda güz bitiğidir savrulur mazi Gülle bülbül oynaşında hîle Sessizlik yüz yıkımıdır oldukça saygılı Dönüp gelsen de bitmez Zamanın oyunu

Devamını Oku
Tarık Özcan

Ölüm uzak ara yoklar, Bir kentin bütün sokaklarını. Kesilir mai… Sakindir bütün saatler. Tende dinmeyen sızı. Gece, yorgun bir güldür. Ölüme adanmış yalnızlıklarımız. Bir kentin son gülüşüdür. Kalbim, bil bunları. Unutma, suskun bir güldür anne, Ölüm ecesi aldığından beri. Bileklerimde kan revan yalnızlıklar. Ben de bitmeyen sorgu. Ölüm olduğundan beri, İçimde çıngırağı çınlar. “Her ölüm erken ölümdür” Tanrım duy bunları.

Devamını Oku
Tarık Özcan

.Annem’in Sütü Annem çok güzel bilirdi masal anlatmasını. Her gece rüyalarıma uzanan saçlarına Sarılır ve Allah’a tırmanırdım Kokulu güz çiçekleri gibiydi annem Ah benim karanlıklar kraliçesi annem Annem ne güzel sınarmış meğer Sırtında bakırdan güğümleri eskitmesini Sonra körpe bedenimde şarkılar söylerdi elleri Ve gülü koklar gibi koklardı bensiz zamanı Yer yataklarına hasret kalan annem Yedi yarpuzun göğsünde gülümseyen Sütünü sağdığı ağızlardan bal akardı Ben haramın olmadığı bir evde büyüdüm Ağzımda annemin sütü .

Devamını Oku
Tarık Özcan

Eylül yorgunu bir pencereden Vadiye bakan göz aldanır Bir gölge oyunudur son temaşa Hüznün atları uzun mesafe koşucusudur/ Ey aşk elçisi gölgeli yüreğini Vadinin sessizliğiyle yıka Bu karanlık nice sevdaları büyütür Böylesine durgun baktıkça/ Evler ve senin yüreğin taraçası Soylu bir gülün yüz görümlüğüdür Ben böyle yaşamak istiyorum Bütün unutulmuşlar aşkına/ Atlar bir ovayı delice adımlıyor Şimdi sen suskun bir bitiş oluyorsun Atlar da arzular nicedir kısrak yeminlerini Ben bütün atları gözlerinden öpüyorum .

Devamını Oku
Tarık Özcan

yalnızlığında gül bitiren çığlık, durgun su derinliğinde birden, ateşten kalbini şaire sundu. anladım aşkın mucizesini. sesini duydum hicaz faslında. yıkanmış kum taneleri gibi; duru su aydınlığınca mavi, sesin o yitik zaman meyvesi. gülünce gümüş ağzının ejderi, kanlı bir kristal düşer geceye. şarkında ses yangının izi. göğsünde hüznün çocuğu Urfa. bilirim sevdamız sesindir senin. göğsünün üstünde büyüttüğün gül, daha kaç asrı besleyecek. ağzında alevi Türkçe’min kandil

Devamını Oku