Ateş düşer, can evime günbegün,
Ben garibim! Bağrım yanık, yandım oy!
Ölümden az olur; üstümde düğün;
Nerde kaldı: örfüm, törem andım oy!
Özgürlükle hak arası ince bir hattır,
Devlet malına taş atan GAVATTIR! ..
Ben Seni Kalbime Almazdan Önce;
Seni Ezberledim! Senden Gizlice
Her Anım Her Gecem İnan Seninle,
Unutamam Seni! Asla Unutamam!
Bu Gönül İnan Sana Yakışır,
Takvimler Eriyip, Düşse! Duvardan,
Temmuzda Eriyen Kar Gibi Zaman.
Kesilse Selamın, Bitse Merhaban…
Unutamam Seni! Asla Unutamam!
Ben Seni Kalbime Almazdan Önce;
Sinem dolu ateş yaklaşma yanarsın!
Nefretim küskün bana bakamazsın.
Ölüm denen zaman sarhoşu demek olur nafile
Heyhat nereden esiyor bu serin ve yalın yele
Sevmek bir anlıktır, sevgi ise ölümsüz,
Görmek bir anlıktır, huzur ise doyumsuz.
Ölüm ile hayat iki yolun yolcusu,
Geldiler, gittiler sanki akan bir su…
Zamanın akışına bırakıp gitse idi,
Öyle bir şey pek muhtemel idi.
Yol benim yolum, dönmem gayrı yolumdan
Sefer olunca giderim sonsuzluğa…
Ucu derya! Sonu nehir olsa da ‘bu dünya’
Giderim asla arkama bakmadan…
Susuz kalmışım, ben! Bu yolda
Yol yorgun! Yolcu aç ve susuz!
Sana âşık olmuş bir yaralı gönül var,
Hem sana dertli ve meftun olmuş.
Kanıyor yüreği sensizlik zamanında;
El sallasan bu gemiye, belki döner geriye.
Durmaz olur mu? Geçen ahude o dokuz ay,
Seni tanıyalı belki de 7 ay.
Hüda nazar-ı celbe bakmakta imiş,
Karanfil solmuş gelincik mahzun…
Sema da direnen üç büyük ruh,
Üçü de karşı olmuş adaletsizliğe,
Zaman bende asude: Haykırmak ister…
Ama nafile; söndürmek ister gençlik ateşimi,
Zaman benim için avare
Zaman benim için biçare
Zaman bana aşık asude
Zaman geldi zaman
Nerdesin ey vakti kadem
Batı batı denildi, yıllarca burda,
Orda olmaz denildi illa Avrupa da.
Nice kirşeflik yapıldı vatanımda,
Batı batı denildi, yıllarca burda.
Öz evladım bana üvey oldu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!