Tarihselliğini Arayan Düşünce 20

20-Bütüncül algıların parça algılara ve parça yüklemlere dönüşmesi

Mülkiyetçi yapıyı parçalar işlevliği ile devindirecek süreç, üretim ilişkileri süreciydi. Bu süreç te, henüz bu zaman aşaması içinde ortada yoktu.

Sadece bir doğuran vardı. Ürün, yapının ortak ürünüydü. Üründe, o aitlikteki tüm herkes sorumluydu. Ürünü doyurmak, ürünü korumak, ürünü barındırmak, sosyo komün yapının asli göreviydi. Ha keza ürünün eğitimi yine yapının yükümündeydi. Ürün yapının kendisi ve devamıydı. Yapı parçasına bu benim demeyi bilmiyordu. Ki demesi de o aşamada hiç bir işine yaramazdı.

Eğer bir analık gibi ebeveyn tutumundan bahsedeceksek, ürünün; anaları, babaları vardı. Bunlarda bu günkü anlamıyla ne ana, ne de baba, olmayan bir ana babadırlar. Baba, bugünkü anlamıyla baba olmayacak denli zaten bellisizdi. O aşamada niye belli olsun ki? Belli olan bir baba, tarafların ne işine yarayacaktı!

Analık, babalık süreçleri, temastı ittifakı dönemlerin; ilerleyen süreçleri içinde, içi nesnel ve öznel ilişkiyle ve yükümlülüklerle doldurulacak, bir süreç alan boyuttular. Yani analık, babalık sıfatı yolun yürünmesiyle oluşturulan, toplumsa ve özel mülkiyetçi anlayışların; zorunlu bir yapı parçalanması ilişkileridirler. Artık bütünlük; kendisini gerçekleyen ilişkilerinden kavranacaktı.

Artık komün yapının, komün yapı uyruğundakileri, himaye etmesi ve komün yapının tüm üyelerine sigorta olması ve komün yapının uyruğuna arka çıkması eylem ve öznellikleri; özel mülkçü toplumlar eliyle yavaş yavaş aileler eline doğru geriletilmişti.

Sosyo komün yapılarda, komün yapısı üyelerinden birine olacak bir tehdit, hakaret veya fenalık; tüm üyelerin üslendiği, tüm üyelere yapılmış bir olum lama ya da olumsuz lamaydı. Bu hal, toptan algı ve toptan devinimdi savunma ve toptan sağlatılan bir korunmaydı.

Topluluğun bütün topluluğa yönelttiği savunma ve korunmalı sağlayışlar, mülkiyetçi toplumsa yapıda aile (anne-baba) üslenmesine doğru gerileyen bir boyut olmuştu. Aile çocuğun sigortası olduğu gibi, çocukta; ileri yaşlarda anne ve babasının sigortası ve arkası oluşla, ürün mal sahibi ailesine mirasçısı olacaktı.

Yine ilerleyen süreçler, bu sigorta kavramını; sosyal devlet oluşla ulus devletlerin uhdesine tevdi edeceklerdi.

Biz yine konumuza dönelim. Her yapı, olgu ve olayın dıştan girdi (enerji-erke) ithali ve içerden dışarıya stres ve düzensizlik (atık- enformasyon) ihracı gibi bir bağlantılı olacakla, girişme nokta ve alanları, zorunlu olurla vardır.

Yani olgu ve olaylar, girişen temas yüzeyleri var ettiklerinde; temas eden olgu ve olayların her birinin kendi kesikli (sınırlı) ve sürekli yapı biçimlerinden ötürü yeni ilişki konumlar ortaya koyuyorlardı,

Olgu olay karşılaşma ve girişmelerinde, birbiri içine geçişememekle, birbirine değinen noktalarla, bir birine değinemeyen noktalarının, temas edemeyişle; oluşturduğu boşluklu tanecikli alanlar var olur.

Bu boşluklu ve tanecikli alan, kişi kişiler ilişkisi kurulmağa başladığı anda da oluşur. Kişi elma için dala uzandığında da bu boşluk alan ilişkisi oluşur. Alan, bir süreçlince, bir kırpılma, bir frenlenme bir kontrol mekanizması gibi durumlar sürecine havidirler. Alan burada yüzey ve manyetik etkime akısı ile alan itimi ve alan çekimi ve yine alan yönleri oluşturmanın, devinme girişmelerini ifade eder.

Alan nesnel zorunlu ilişkileri geçişen eştirdiği gibi insan öznellikti kurguları ile de devinimleri başlatır ve ilişkiler. Boşluklu tanecikli alan, zannınıza göre keyfiliklerle de doğru ya da yanlış anlamalarla doldurulup süreç yönü ile akar giderler. Sanki bu sanallıklarımız sürece yön verir gibidirler.

Sürecek