Tarihselliğini Arayan Düşünce 17

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Tarihselliğini Arayan Düşünce 17

17-Tarihselliğe, bugünkü anlayışlı anlam illiyet bağı ile bakmanın yanılgıları

İnsanoğlu tarihselliği bir tanım etrafında oluşla anlama gayretinde olarak, tarihselliğin olgu olay ve oluşmasını anlayamamaktadırlar. Örneğin, komün tanımını yaparken; ortak bir amaç etrafında gelişen topluluk demekte.

Daha baştan; o günler için bilinç düzeyi oluşla hiçte ortada olmayan amaçlılık; başlangıç sürecinin içine katılmaktadır. Oysa amaçlılık fikri, özellikle de özel mülkiyetçiliğin dağıttığı sosyo komün yapıyı, benzer birlikçi oluşlarla etnik yapılar şeklinde koalisyon yaptıran bir düzenleme olmaktadır. Bu amaçlı birliğin içinde uzmanlıklar girişmesi de vardır.

“Ortak amaç” anlaması, bugünkü anlaşılmasıyla; sosyal birlikti yapıların ileri doğru biriken deneyimse anlamaların, komünün karakterleridirler. Biz, bu yol adımını temas eden ittifak toplumlarının içinde kullanıma hazır şekilde bulacaktık. Amaçlılık sosyo komün topluluklardan sonra kullanılan bir bilinç düzeyidir. Yani amaçlılık gibi daha başta olmayanı, yapı başlangıcın önüne koymakla, hata etmekteyiz.

İnsanlık sosyo komün yapı gibi bir sosyo organik oluşmanın çek imleyici katalize girişme izlek hareketi içinde oluşurken, amaçlı olma; gibi bir öznel bilinç düzeyi ile başlamamışlardı. Elbette sağlayışlar birliği bir amaçlılıktır. Ama bunu böyle tanımlayan bir bilinç düzeyinde olmadıkları için tabuları vardı.

İnsanlık nasıl elektriği ortaya korken, bir elektrik bilinç düzeyi ile yola çıkmayıp; aksine yaşamın kendi akışı içindeki karşılaşmalarını biriktiren tutumlarıyla giderek seçici, ayırt edici tasnifle, bilgiyi gruplayıp amaçlı bilgiler haline getirmişlerse; temel katalize, zorunlu izleklerin birikmesi de; çok çok sonradan amaçlılık bilinç düzeyine çıkarılmıştır.

Bir başka deyişle, Antik Çağ’da kehribar, ebonit çubuk gibi sürtme ile statik elektriklenmiş cisimlerin saman çöpü gibi minik parçaları çektiği bilinip sezilmekteydi. Bu sezme ve bilmeleri biz, Antik çağdaki insanlığın, elektrik bilgi ve bilinç düzeyini; bugünkü bizim bilgi ve bilinç düzeyimizdeki gibi olduklarına yoramayız.

Nasıl Antik Çağ insanının elektriği bilip sezmeleriyle, elektroniği bildiklerini söyleyemezsek; her sezilmiş, sezilir gibi olmuş amaçlı öznel anlamaları da, daha ayırt edici bilinç düzeyinde olunmayan dönemlerde; olmayan amaçlılığı da, ilk sosyal girişmelerin önüne kor isek, çok yanılırız.

Antik çağ, elektriksel çekimi tanımakla, elektriği bilmekle; bu tanımayı ve bilmeyi nasıl elektronik devreler haline getirememişlerse; sezilen kişisel ve sosyal amaçlılık ta, henüz ilk sosyal birlikti komün yapı süreçlerinin içine konamamıştı.

Çünkü amaçlılık doğal olan bir girişme ve giriştirme olmayıp, sosyal bilincin ortaya koyduğu girişme ve eylemlerden çok sonra, akıl edişlerle düzenleme ve anlama muktedirlikleridirler. Akıl ettikten sonra bunun kişisel ve sosyal bilinçle kullanılması ise yine ilerleyen süreçlerle oluşması çok sonradır. Amaççı olma, “Sosyal bilinç te“ daha baştan; insanın öznesi içinde oluşla, sosyal birlikti komün yapıları düzen ederle biçimleyen bir tutum değildi.

Bir doğal olay olan yağmur, bitkiler büyüsün, insanlar su içsin diye (amaçlılıkla) yağmaz. Ya da yağmur yağmadığı zamanlarda ve gök gürlediği zamanlarda, insanlar cezalanıyor veyahut ta yağmur yağdığı zamanlarda da insanlar mükâfatlandırılıyorlar da, değildiler.

Taş sizin bina yapmanız için var değildir. Siz taşı bina yapmada kullanıyor, av için fırlatıyorsanız, taşın eylemlerinize yansımaktan kaynaklı kullanım girişmelerinizin, sizce bir amaçlılık tasnif edilişi vardır.

Değilse taşın insanlara kastı olduğu gibi bir amacı da ortaya konur! Denebilir ki taş size iyi yüzünü göstererek bina yapmanızı istedi. Çünkü binanın çökmesiyle taş bloklar sizleri öldürmeyi daha baştan hedeflemişti!

Bu tutum, taşın kendi var bulunma zorunluluğunu yok sayışla bilememeyi, taşın yansıyan kullanım ilişkilerini, insan egoizmine indirgemedir. İnsan egoizmine indirgenen değerlendirmeler de sizin egoizminizin, haz ve elem durumuna göre olay ve olguları seçişle, olay ve olguları anlama çabasıdır.

Amaçlılık, bir insan öznellikti, çıkarsamalı anlamadır. Taşın insana yararlı olmak veya zararlı olmak gibi bir derdi yoktur. Taşın olgu, olay, oluşla; türlü girişmeleri vardır. Bu girişmeyi sizin, egoizminize göre yargılamanız vardır. Doğa sizin yargılarınızdan maada ve müstesnadır.

İnsansız bitkisiz süren milyonlarca yıl boyunca da (amaçlılık bağlamında anlarsak) yağmurlar boşu boşuna yağmıştır! Oysa çevrenin sunu ve girişmeleri olamlar içindeki belli olasılıkları kendi girişmeleri doğrultusunda ortaya çıkartmıştır.

Ortaya çıkan olasılık, illa ortaya çıkması gereken bir olasılık değildir. Ama bir kez ortaya çıkmışsa ve süreç girişmelerine başlamışsa, süreç girişmelerini yaptırmışsa; o olasılık artık büyük oranda illa ve zorunludur.

Bu gün tanıdığımız nesne, olay, olgu ve zincirleme girişme gerçeklikleri; mutlaka böyle olması gereken ilişki ve ilişkenlimler değildirler. Dünyadaki verili başlangıcın yol alması süreci ile böyle beliren, nesne olgu ve olaylar gerektirmesidirler.

Ve artık böyle olmak ve süreçler boyu bu girişmeler üzerine değişip dönüşmelerin; yepyeni olan, tahmin bile edilemeyen; ürün, olgu ve olaylarını ortaya koymak zorundadırlar.

Siz yani öznellikler, yağmuru; ceza ve mükâfat oluşla anlarsanız ne olur? Şunlar olur. Sizin bu özneldi anlayışlarla sürece müdahale edemediğiniz oluşmalar, kendi kendisine otomatikman ve zorunlu olurla süreç eşmesine devam eder olacaktır.

Sizin kendi anlamanıza göre, yapılmaması gerekişle gizli ya da açıktan yaptığınız tabumsak yanlışınıza denk gelen bir cezai vehimli yağmur yağmaması veya ceza vehimli gök gürlemesi gerçekleşmesini, siz; mana gücünün sizi cezalandırması şeklinde anlamanıza, pek uygun düşecek bir pekiştireç olacaktırlar.

Yine bir eylemi yapmanız gerekişte, tabumsak olum lamaları yaptığınız günlerin akabi de, birçok Güneş’li havaya denk gelebilir. Yağmur yağsa da, olumlu ve tabuya uygun eylemleriniz sonunda, tufani tehditli yağışlarının olmaması mükafatına, olumlu eylemleriniz illa ki denk düşecektir.

Yani; siz bu hali, tabuya aykırı olanla, tabuya uygun olanı, hava durumu ile eşleştiren bir öznel anlama içine girersiniz. Siz, böyle bir akli giriştirme içinde oluşla, isterseniz doğru bir bağ kurmuş olun ya da yanlış bir bağ kurmuş olun; sizin “bağ kurma” akıl becerisini göstermiş olmanız, çok önemli bir zeka belirtisi olacaktır.

Hava durumunu veya iyi hava günlerini, tabumsak edimlerin gerçekleşmesinin mükâfatı saymanızla bir olayı başka bir olayla bağıtlarsınız. Aralarında nedensellik bağı olsun ya da olmasın, siz; en az iki şeyi bu şekil bağıtlamanızla görüngüler biriktirirsiniz. Davranışınızla yağmuru ceza olarak ilişkilenen öznel eşleştirmeleriniz, akılda ilgileyişlerin şartlanması ile sizler, bilgiyi de öğrenerek biriktireceksiniz.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 7.6.2012 23:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya