12-]Yani salınım yapışla kesikli sınırlı çeşitlenen bir anlama ve olaylar, kullanım süresi sonunda giderek sönümlenecek olan bir varyasyonu, sizin genelleme yapar olma yanlışlığınız, onu öyle (fikir özgürlüğü) kılmaz.
Tekillikler çoksanıyor, çokluklar da yeni ilişkiler organizasyonu ile tekil entegrasyonlarla; insanlığın tek dini gibi sosyal kültür anlayışına, dönüşüyordular.
Süreç birleşme ve ayrılmalarını; kendi kendine girişmeleriyle “tekillikleri” birleştirerek çoklaşmayı başlatıyordu. Çoklaşmalarını da re organize ederek, yeni tekillikleri ortaya koyan bir dinamizmiyle kesikli (sınırlı) ve sürekli olmanın işleyişini ortaya koyuyordu. Her bir süreç, bir öncekinden devinişle yepyeni bir ilişkiler ağıyla, ayrı bir anlama, ayrı bir işleyiş ve düzlem devinmesiydi.
Tekil kişi, dala uzanarak ulaştığı meyveyle, hemen bencilliğini doyuruyordu. Ha keza (bunun gibi) bulduğu bir leş artığını ya da yaptığı böcek ve kuş gibi avları, hemen tüketiyordu. Veya sorumlu olduğu yavrusuyla paylaşıyordu. Kişiler burada biraz analık özverilidir. Belki istisna dâhilinde de babaca özverileri de vardı.
Kişi ya da insan, (sürüce ana baba özverisi olmayan) benciliği içinde, azcık biraz özveride bulunmuştu. Bu özveri, hemen değil de az bir gecikmeyle gerisin geri kendi bencilliğinin doyurulmasına doğru dönüşüyordu. Gecikme, kişilere dek bencillik sağlananlarının doyurulmasını, hemen değil de, sosyal yapı üzerindeki organize olan çevrim içindeki aşamalardan geçmeleri nedeniyle biraz geç oluyordu.
9- Ezoterik anlamaların süreçti kaynağı
İnsanın sağlasandı olan karşılanmaları, sosyo öznel bilincin ve sosyo öznel gücün, iç dolaşımları frenlemesi sonrasında da, sağlatımlar biraz geç de olsa, tekildi kişi bencilliğinize dönüyordular.
Aslında bir yeme, barınma, savunma, neslin devamı gibi olan bencilliğin doyurulması, güç birliğiyle sağlanır olmuştu. “Sosyal güç birliği sağlatırlığı” cazibe merkeziydi. İlk sosyal birlikti yapıların geçmişte kalan ataları; cazibe odağını kendi deneysel birikimleriyle doldururlar. Buradaki birikim sağlanırların nasıl bir düzenlenişle elde edilebilir olacağının bilgisiydi.
Kişiler “sosyal birlikti gücün sağlatırlığına dek sosyal birlik gücün zorunlu çekimini tanımlayamıyordu. İ Sosyal birlik güç, işin; o şekille, bu biçim yapılışla, sağlatılır oluşunun kabul edilirliğidir. Böyle bir sosyal ortam içine doğan kuşak, için sosyal birlik güç; o işin, ya da o sürecin öyle olacağının” simgesi olan onayıcı bir totemdi.
Atalar deneyimli, aktarımsa bilgilerin; deneyden elde edilme şekli, bir iki nesil içinde o aktarılan bilgiyi deneyden elde edilen bilgi değil de, bilmekten elde edilen edinilen, söylemekle anlaşılan ve gaipten konuşulan ökülte totemi bilgiye dönüştü.
O bilginin deney ilişkileri, kendi düzlemi içinde yaşanmaz olacağından; ilk ataların deneyden gelen bilgi süreçlerini anlayan gerçek olayları, şimdi sisler gerisinde kalan bir anlama olmaktan kurtulamaz.
Söz gelimi ataları ilk kez pişirmeyi nasıl akıl etmişti? Çünkü kendisini içinde bulunduğu nesil içinde, pişirme becerisini o, ona öğretilen bir süreç olmanın mantığıyla düşünürler. Ona öğretilen süreç te geride kalmış, kendisine karanlık olan, bilemediği, sissi ve okülte süreçtir.
Aktarılan bilgilerin aynısını, atalarına da kendisine olduğu gibi anlatan bir atalar öğretenin olduğunu düşünme mantığının sonu gelmez. Her şey gibi bilgiler de, anlamalar da, kesikli ve sürekli olmalıydı.
Mantığın zincirlemesi içinde, zincirlemenin kesiklilik yarattığı noktada, bu kez de atalarının pişirmeyi birden bire bilip buldukları, ya da ilk atalarının zaten biliyorlar (!) oldukları gibi bir şeyi düşünmeyi (totemi anlamayı) akıllarına getirecekti.
Yine ataları, yemeğe tuz katmayı nasıl akıl etmişti? Ya da zehirli bir ot ve kökü nasıl bilmişlerdi? Gibi bilgiler atalarına; görüngün ve gözlemsel, deneyce yaşayarak öğrenme içinde adım adım iğneyle kuyu kazmanın birikmeleriyle, izafeli olacaktır. Bu izafeli ve damla damla birikmiş bilgiler, şimdiki her şeyi birden öğrenmiş olmanın açıklaması olamıyordu.
Oysa kendisine aktarılan bilgi, kendisine bir izafe oluşun eşlenerek öğretilen bilgi olmasından çok; eskilerin bu aktarımları biliyor olmalarının bir geleneği ve kutsal bilgisiydi. Atalarla bağıntılı olanın bilgisi, torunlara; atalarına ilinekti bir anlama ve bilme referansı oluyordu. Tarihiliği bilinmemekle nesnele ve deneye izafesiz olan bilgiler; korunan, saklanan, nesilden nesille söylenen, öznelliklerin bilgisine dönecektir.
Bilgi, bir anlamda, kendi deneysel bilgisinden gelmemekle; söylenene deney bağıntısız yani izafesiz (ezoterik) olacağından, bu aktarım gizemli ve hayranlık uyandıran bir davranışlar saygılanmasına (tabu ve toteme) dönüşecekti. Elbetteki öğrendiği bilgi kendi yaptığı sürece de, deneysel olacaktır.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 30.5.2012 23:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!