11-]Böylece birbiri ile girişemeyen her bir etnik totemi aitlikler, girişmelerini “insan olma”; “insan olmanın tabu kültü” üzerinde meşrulaşmanın birleşilmesi; “insan olmayla aitleşen totem kültürüdür”. İnsan kavramı yaratılmasında; can kan gibi her biri bir totemi aitti tanımlatılmalar; insan birleşimi içinde ve her biri bir totemler sureti olmanın sembolik harmanlanışla, ilk insanın tasımsa varyasyonu, ortaya konacaktı.
Biyolojik insan dünyaya geleli yüz binlerce yıl olmuştu. Ne var ki sosyal insan; sosyal kültürlü girişen insan; tarihte ilk kez buluşup giriştiriliyordu.
Her bir grubun bir temsilcisi olan ilah ve ilahelerin özelliği; yaratılış kavramıyla, insan ruh ve suretinin üzerine konmuştu. Gayri, insanın bir özelliği ve güzelliği İnannadansa; insanın zekâ ve bilgeliği de Enkidendi. Ve dahi insanların görünüşleri de, Andandı, yani Anunnakilerdendi vs. Artık bir “insan” çok özellikli ve çoklu düşünmenin kültürüydü.
Bir arada oluşla, yan yana gelecek olan etnik gruplar; yeni birleşik yapıları ortaya koyamadan önce ahitleşmeler düzlemine geldiler. Gruplar bu düzlem içine her biri kendi totemi sosyal üretim kültürü içinde oluşlarıyla, ittifakın yapısı içine geleceklerdi. Böylece ittifakın yapısı kendisini; meslekler içinde bir arada olurla bulacaklardı. İttifak, çoklu yapısını gözleri önünde pırıl pırıl etmesiyle fark edecektiler.
Ha keza iş bölüşümü de; mesleki donanımın çeşitliği gibi kendiliğinden ortada durup duruyor olan bir kendilik algı olacaktı. Ve ileri süreçlerdeki dini anlamalarını ve dinlerin çokluğunu da ittifaka giren her bir totemi grubun kendi totem anlayışları çokluğuyla belirlenecek bir yapıyı, ortada görür olacaklardı.
Hata yeni dini versiyonlar, totemi versiyondan şekillenişle olacaktı. Nasıl kaz çobanlığını sosyal birlikti komün yapıya, totem öğretmişse ve kaz çobanlığı bir totem işi (çoban DUMUZİ işi) ise; Dini yapı içinde de, bu totemi okülte olan bu anlamaları yani meslekleri totemlerin öğretmesi yerine; bir tek kişi olan Hanok (Hermes-İdiris) denen yeni şekillenmenin, bu meslekleri insanlara öğretmesiyle açıklanacaktı.
Yapının tarihselliği; her biri kendi şartları içinde, ayrı ayrı (koyun üretimi ve koyun çobanlığı, kaz üretimi ve kaz çobanlığı gibi) tekil devinimli süreçlerin; bir arada bulunuşlarıyla, bir arada olmanın çoksatılmaları; ilişkindik oluşun entegresiyle tekilleşir (hepsi hayvan üretimli çoban oluş tekilliğidirler) .
Yine yapının tarihselliği, süreç birleşmeleriyle ortaya konan bir kendilik çoğul oluşlardır. Çoğul yapılar da, içinde bulundukları zaman zemin düzlemiyle, yeni bir girişmeler düzenlenebilmesiyle, kendi entegre tekilliklerine dönüşürler. Yani tüm olup bitenler; doğanın ayrılma ve birleşme ilkesidir. Ya da kesikli süreklilik içinde olma ilkesinin, ayrık oluşları bir arada giriştirişle yeni ilişkiler ağı kurdurtuşla entegrasyon birleşmeli, bütünlüğüdürler.
Tıpkı şurada burada bir oluşmayla, farklı farklı bitkileri bir araya getirdiğinizde kendilik bir demet ve farklılıkların birliği demetini, oluşturmuş olursunuz. İşte buradaki demeti oluşturan sizsiniz. Sosyal ittifaktaki ayrı ayrı farklılıkları birleştiren de, her biri bir ve ayrı uzmanlıklar değişilmesi olan nesnel üretim ilişkileri sağlayışlarınızdır. İnsan biyolojisinden ziyade, sosyal kültürün (sosyo nesnel öznelliğin) üretim kültürüne denk düşen, cazibeli çekimiyle olmaktadır.
Üretim kültürünüz, yeme içme gibi bencillik sağlananlarınıza denk düşen çekimdirler. Egoya hitap eden, her bir sağlananlardan üretilir olanları; ilk başlarda farklı grupların bilgi ve keşfediş beceri ve uzmanlıklarının elindeydi.
Bu kabil farklı ürünlerin ve uzmanlıkların (becerilerin) , hediyeler yâda takastı yollarla, bu ayrı beceri uzmanlıkların gruplar arası ilişkileri içinde, değiştirilebilir olmasındaki mucize çekim vardır. Bu mucize çekimin mucizesi de, sizleri bir araya getirip, çoklu sosyo toplumsa yapı oluşmayı başlatmasıdırlar.
İnsanın kendinden kaynaklı (bencilliği) ve insanın kendi dışından kaynaklı (nesnelliğin üretim ve takastı yasası) olan bu bağ doku çekim sellik eğimi; ayrı ayrı totemi anlamaları bir araya getirişle bu çoklu dini yapılar da kendilikten ortaya konmuştu.
Değilse tanrıların çokluğunu; dinlerin çokluğu içinde, insanların sapıkça, akılsızca, rast gele; dağa taşa, ağaca taparak din icat ettikleri biçiminde anlayıp, anlatmak ve insanların doğru yoldan sapışları olarak aramak beyhudedir.
Genel ilkeler dâhiliyesinde oluşla; bir gelişme, bir düzenleme, bir anlayış ve bir sosyal oluş çeşitli salınımlar yapar. Bu uygulayım ve salınımlar, kendi süreci içinde denk düşmelerle kullanılır olacaktır. Denk düşmeyenle çeşitlenmeler kendisini oluşturan bir sürecin ürünü olmakla ve daha sonra miadını doldurmakla tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 30.5.2012 23:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/05/30/tarihselligini-arayan-dusunce-11.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!