5-Çevresindeki alemlere, yeryüzünün tümüne doğru oluşla egemen olurla yansıma; belki de tarihte böyle bir kronoloji sonrası; ilk kez; Osmanlı padişahının kendisine; cihan imparatoru dedikleri gibi Akadlar kendilerine, Evrenin krallığı demişlerdir. Buradaki cihan uzaya dek cihan olmayıp, Osmanlının çevresindeki cihanlardan müteşekkildir. Yer küre üzerine dek olan tümel cihan oluş kasıtlıdır.
Açıkçası bir oluşma, kendi bağıntısı içinde, ilişki bağlarına göre varyasyon yapan çeşitli belirme ve algılanma, olmaktaydı. Totemin bu algılanma ve görünüşünden birisi de; totem olanın dokunulmaz oluşlarla, yüceltilmesi ve baş üstü edilmesine yansımasıydı.
Kimi deri işlemeci, kim maden işlemeci. Kimi çömlekçi. Kimi çeşitli tür üretim yapan tarımcı toplumlar oluşla kimi çeşitli türün güdeni oluşla çobanı vs. meslektendiler. Meslekler totem öğretili olmakla zaten kutsallık hüviyeti içeriyorlardı. Sümer’deki kutsal işler olan meler, ittifaklarla kurumsal hüviyete bürünecekti.
Bu kabil ittifak içine gelen etnik iş, uğraş ve meşgale olan beceri uzmanlıklar; ittifakın birliğini, bir arada olmalarını gerektiren girişmelerdi. İttifak içinde, her bir ittifakı olur totemi aitlikler bu kabil gördükleri işlere göre de tanımlanan etnik yapılardılar. Totemi uğraşların her biri, birine; başka etnik yapıya; zorunlu bir ökülte olurun anlama ve yorumlanması gelecekti.
Kendi içinde, kendi ezoterik anlamaları olan etnik yapılar, bir de; ilanen kardeş oldukları yapılar içinde her bir etnik yapıların gördüğü işlerin, tarihselliğine (kronoloji olur zamana göre dizgesine) karşı da okülte olan, iki kez gizemci düşünme ve anlamalarıyla; olayları bambaşka yorumluyordular. Toplumsal sözleşmenin ayağını oluşturan bu girişmeler; aslında zorunlu katalize eden, temel nesnel eylemdiler.
Giderek karmaşıklaşan bu ana sözleş ilmeler; sosyal kültürlerin de sosyal sözleş ilmesine dönüştüğü, muhakkaktır. Toplumsal sözleş ilme insanın egoydu beden yanına hitap edişle temel ve belirgin ve belirleyenken; diğer yana olan sosyal sözleşme de nesnel olanın üretim ilişkilerine ve onun kültür ideolojisine bağlı, insanca bir öznel oluşma idi. Bu iki yapıyı ilişkilenmek te bir sanat ve siyaset bilmeyi ortaya koyacaktı.
Yeni toplumsa yapının ilerleyen süreçleri, mal edinme ile mal edinememenin ilişki biçimlerini ortaya koymuştu. Bu ilişki biçiminin yansımaları olan öznel anlama e anlatımlar da, sosyo toplumsa ideolojik kültürünü ortaya koymuştu. Her biri birbirinin zıttı ve dışlayanı olan ve sadece kendi totem aitini birleştiren totem kültürü; yeni bir totem kültürü anlayışın, devinmesi içinde birleştirilmeliydiler.
İttifakçı totemi zaman zeminin içi, yeni varyasyon anlamalarla, işlerlikler kazandırılmalıydı. Tam da bu mülkiyetçi ilişiklere dönüşen yapının okunmasına denk düşen anlamalarla yaratıcı ilah (tanrı) kavramı ortaya atılmıştı. Yaratıcı tanrılar totemi aitlik birleşmelerini, artık; ‘insan olmanın’ yeni totem anlaması üzerinde yapacaktılar.
Bu nedenle totemi ilahlar Sümer yaratılış destanındaki gibi İNSANI yaratacaklardı. İnsan kavramı ilk kez bu anlayışça tutumlara sembolizmini tarihte ilk kez burada ortaya koyacaktı. Temas eden yapıları giriştiren kardeşlik formülü, ilanen kardeşlerin “melez ürünü olan insan” olmuşlardı.
Her bir totemi ilahın, bir parçasını taşıyan kutsal buluşmalı çiftleşmelerin meyvesi olan ürün, hiç kimsenin değildi. Bu olgu, sürecin yaşanan anlamaları içinde yeni insanın aklına dank etmişti. Yeni ürünler (nesil çocuklar) eski totemlerin değil, yeni bir totemin aiti idi. Bu yeni totem her bir etnik anlamaları tekleştiren İNSAN olmanın totemiydi. İnsan olma bağlacı sosyal bir sözleş ilme zemini idi.
Yapının nesnel işleyişi, halk yapıya; ancak totemi anlamalı inanç değerleri üzerinden anlatımla durumu sindirilir yapabilirdiniz. Bu sembolizmin ana esasıydı. Yeni bir ilk ürün, en az iki farkı totemin görünüş suretinde ve en az iki ayrı totemin canı ve kanındandı. İttifaka giren üç beş etnik yapı, her biri bir etnik yapının üye çiftleşme varyasyonu ile bir çok tanrılı (totemi enik yapı) görünüşlü insanlar doğacaktı.
İnsan böylece tanrılar tarafından, tanrılar görünüşünde; tanrılara hizmet etsin diye yaratılmışlardı. Artık insan olmanın merkezi yapılan etnik yapı anlayışlı eski totem bağlacını, kendi üzerinde kırarak kendisini totemler canı kanı birleşilmesi bağlacı oluşu, çağlar boyu işlenecekti.
Bu yaratma sadece etnik aykırılıkları insan olmak üzerinde birleştirmemişti. Bu yapı tanrıların bir iradi kararlarının da mührünü üzerlerinde taşıyorlardı. Bu irade; insanların tanrıya hizmet eden bir KÖLE (KUL) oluşlar mührüydü. Ya da tanrının kölelik damgasını taşır olmakla yaratılmalarıydı.
İttifak içinde ve ittifakların devletleşme aşamasında, sosyal kültürlerin kendi kimlikti kendilerini tanımlamaları olan, ayrı ata soy tasımlarla kendilerini anlatımlarının kutsallığı kırılıp; yeni ve birlik yapıcı; ata soy tasımlar gerekiyordu.
Aynı tanrının evlatları ve aynı tanrı suretle görünüm içindeki tanrı kulları oluşla, etnik yapılar giderek, yaradancı tanrı birliğinin içinde İNSAN olmakla eşitleşiyorlardı. Bu yapı süreç içinde, adım adım aşama aşama; bin yılarla oluşacaktı.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 23.5.2012 07:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/05/23/tarihselligini-arayan-dusunce-05.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!