3-]Yönetim gücü çıkmazlar karşısında toteme danışırdı. Toteme danışma ökültünü sıyırırsanız totemin söylediği bu bilge kişilerin söylediğidir. Genel sosyal özne, bilgelerin söylediklerini; totem söylemeli meşrulaşma, üzerinden anlayıp boyun eğiyorlardı. Otoritenin yöneten gücü, yerdeki yapılanışın aynı ve benzeri yansımasıyla imparatorluklar dönemine doğru göğe yükseldi. Giderekten de bu anlamalar daha soyut anlatımlarla insanlığın, insanca ve öznel olgunlaşmasına, dönüştü.
İnanna, Dumuzi kültü ana erkil, baba erkil oluşlarla; bir Patesi ya da Ensi otorite simgesidirler. Yani ittifakları ve ittifakın işlerini düzenleyen insan yöneticidirler. Yönetme gücü totemi sosyal özne güçten gelen bir tarihselliktir. Bu da otoritenin bize; soyut anlamalı ve neden kutsal oluştu olduğunu, anlatır.
Sosyo özne kültürün dokunulmaz (kutsal-mukaddes) olması, ittifakı dönem insanına, totemi dönemdi yaşantı aşmanın, uzak ve bilinemez olmasıyla kutsal ve ezoterik olmuştur. Şimdiki ittifakın güncesi içinde avcı toplayıcı bölüşme ilişkileri ve düzenlemelerinin olmamasıyla, o dönemler; ittifak gelişmesi içindeki bir iki kuşaklık melez yeni nesille, eski yaşantı aşmalar bir sisler ardı perde gerisi gibi gelişle:
Bu grotesk yapı, inisiye okullarında inisiyasyon yolu ile öğretilirdi. Daha sonraki özellikle sosyal yaşam içinde olay ve olguları, tanrılaşan anlayışla kavrayan dönemin, ezoterik kaynağı; bu sisler arkasında kalan arkaik yapıdır. Okültist anlayışları yorumculukta, inisiyasyon yolu; arkaik dönemin az çok biliri ve anlatımı olacaktır. Okültist alan, ritüel yöneticilerinin mesleki uzmanlık alanıydı.
Yani yönetim merkezi, sosyo öznel kültürlü tarihselliğe sahipti. Yönetim, bir totemi temsilcilik olur rahiplerle ve krallarla bölüşülüyordu. Bu dönem daha çok rahip ve krallarıyla düzenleyen bir yönetim oluşla; ”ilahlarla” düzenleyen yönetimler dönemiydi. Krallık ittifakı dönemin bir tanımlı lığıdır. Totemi oluşu belirtmez. Altı aylık ya da mevsimsel dolaşımla veya çevrimle yönetimi, bir ittifak üyesinden diğerine devredildiği bir çevrimdir.
Krallık bileşik yapının yönetim otoritesidir. Rahiplik totemi olan yapıdan gelen yönetimsel otoritedir. Şehir krallıkları ile birlikte rahiplikte krallarla birlikte değerlendirilir olarak kral, rahiplerin de başı oldu böylece ensi denen yöneticiler ortaya çıktı. Böylece yapı teokrasiyi tanıyan, ikame eden sürece kaydı.
Yapı ittifakların hızla bozulup tekrar düzenlen ildiği bir süreçti. Bu nedenle hem tarihselliğinden ötürü hem siler ardında kalan anlatım ve düzenletilmelerinden ötürü, ezoterist bir anlaşılma yamulmasına uğruyordu. Yönetenlerin bu kabilden okültist anlaşılmalarından ötürü ve somut hayata değin somut işlerin düzenlenmesinden kaynaklı sıfatları, şimdiki anlamda ilahi güç olurla betimlendi. Detayı konu boyunca bazı yönlerle vurgulanacak.
İlahlar ve ilaheler ilk başlarda uzay gökselliğini ifade etmezken, yerleşik toplumların tarım hayvancılık ilişkilerinin gökle olan, sıcak, soğuk, kuraklık yağış gibi bağıntısı belirlendikçe, hele de deprem, volkan, tusunami gibi olaylarla eşzaman ilişkilerinin bağı anlaşıldıkça; somuttaki yere göre olan düzenletişin afakî olur benzeri göğün de öyle olurlusunu düzenleyen ilahlar olacaklardı. İlahların (Kral Patesilerin) düzenleme yetkisi göğe doğru kayan bir bilinçlenme olacaktı.
Artık gök, insanların bir başka gözle dikkatini üzerine çekeri, olacaktı. Eskiden beri kaygılarını duyduğu beklide ölesiye korktuğu gök, şimdi sempatisine de denk gelmişti. İnsanlık ikili duygunun çatışkısı içine gökle yerin bağıntısını böylece daha kâmil şekilde devreye sokup, somut adımlarını atabilecekti. Artık göksel olaylar ilişkindik alanındaydı.
2- Sosyo toplumsa öznenin önce birlikte girişişle, sonra parçalara ayrılan, organizesi
Bu semerler sonunda ilerleyen toplumsal yapının köleci sistemiyle birlikte, önce “yaratan tanrılar” motifine geçecek; İmparatorluklarla da “yaratan tek tanrı” bileşimini ortaya koyacaktı. Yani ilahilik ve otorite hiç bir zaman gökten gelmemişti. Sosyo kültür sembolizmi içinde otorite; tanrılar ve tek tanrı yüklemi ile göğe göçtü.
Yapı mal mülk edinmenin olmadığı, on binlerce yıllık süreçlerin içinden şimdi mal mülk edinmenin har gürü ile ortaya çıkan bir yapı içinden organize oluşla evrimleşiyordu. Değişme ve gelişmelerin; tedirginliklerin, eşitçe olmayan mal edinmelerin, kulluğun (köleliğin) halka sindirilmesindeki “öyle olurlu ilke meşruiyet eşmesi” gökten yere doğru buyrulan bir anlatımın, hazımsa anlaşılması olacaktı. Artık yönetimler de, göğün bu afakî gücü ve hilafetçi olgu amaçlılıklarıyla anlaşılır ve anlatılır, olacaktı!
İlahlar, tanrılar değildi. İlahlar, hem düzenleyen somut canlı kanlı bir insanlardı; hem de yiyip içip ve çoğalan somut insanın otoritesini algılatan sıfatların, tasım yansımalarıydı. Oysa tanrılar YARATAN oluşla, ilahtaki somut görünür, dokunulur olan anlamlar (arkaik sis gerisi anlamlar) : tanrılar soyutluğu ile gökselliğe doğru havale edilmişti.
Sosyolojik, arkaik yaşamlar; o dönemlerin güncel, somut yöneten prensipleri; sosyal birliklerle, sosyal bilinçle, seslendirilen ve konuşturulan TOTEMİ algıyı ortaya koymuştu. İttifakı dönemle, sosyal birlikti dönemin arkaik yaşam anlatımları ve sosyal birliğin yaşantısına değin eski kavramları da dönüşümlere uğradı.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 19.5.2012 23:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/05/19/tarihselligini-arayan-dusunce-03.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!