Tarihi Olan İlahi Adalet 9

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Tarihi Olan İlahi Adalet 9

Kaynak suyu 6 türlü sirkülasyon içinde olmakla kesikli-sürekliydi. Bu kesikli sürekli durumu içindeki ileri ve geri etkileşmeli eylemler çevrimi, yalıtımlı sürecin iç belleğiydi. Ama bu oluşum sonsuz ve mutlak değildi. Ne var ki sonsuz olmayan bu haliyle de kendi kendisini başlatan ve kendi kendisini durduran (öz yineli-rekursif süreç olmakla) otomatik süreçlerdi.

İlk üretim hareketinin sosyo toplum içinde nasıl bir zorunlulukla çevrim olduğunu çok kes, çok yerde ve yukarılarda anlattım. Yalıtım içindeki çevrimim kendisi yalıtımın iç nedenidir. Kendisi neden olan iç durum dışta kendisine sağlatmaydı. Sonra da üretim hareketiydi. Böylece kendisi neden olan dıştaki sağlatıcı durumun üretim hareketi üzerinde nasıl bir eylemlerle kendi kendisine neden olduğu hep belirtildi.

Tıpkı kaynak suyunun yağmura neden oluyordu. Yağmura neden olan kaynak suyu da yağmur nedenle kaynak suyu oluyordu. Kaynak suyu neden yağmur sonuçsa tersten tekrar eden çevrim sonuçla yağmur neden kaynak suyu da sonuçtu. Kaynak suyu sürecin ve yağmurun hem ileri yön akış beslenmesidir. Hem de yağmurla geri yön, kaynak beslenmesidir. Akışı devam ettiren beslenmesidir. Demek ki bir çevrimde hem ileri yön akış belenmesi vardır. Hem geri yön akışı devam ettiren süreç beslenmesi vardır.

Hem ileri yön beslenmeli salınımların hem geri yön beslenmeli salınımların aynı zamanda da bir modülasyon taşıyıcı genlik dalgalı salınımlar olduğu unutulmasın. Yalıtımlı ortam içinde baş ve son bilinir. Bellidir. Bu nedenle yalıtımın içi determinedir.

Düzenli determine nereden geliyordu? Dış dünyanın az bir kısmı genel bağıntı ilişkisinde kopmakla yalıtım içinde kalan durumdu. Yalıtım içinde kalan o hali ile yalıtım içinde çevrime başlamakla bu kısım baş ve son olmaktadır.

Yani yalıtım içinde baş ve son bilinmektedir. Çünkü yalıtım içindeki baş ve sona etki edecek nedenler yalıtım dışında kalmıştır. Ve yalıtım karantina altındadır. Kısaca siz, yalıtım içinde kolay kolay değişmeyecek olan, bir baş ve sonla baş başasınız.

Bu nedenle yalıtım içinde modüle edilen ileri yön hareketli nedenle çevrim ilerinin (daha ötesi olmayan yalıtımlı yapının) yağmur ya da yağış bilgisini taşımaktadır. Yağmur ya da yağış ta geçmiş zamanın inşası olması nedenle kaynağı (başlangıcı) oluşma bilgisini taşır.

İşte bu özel bağıntılı yalıtım bilgisi; "kendisini bilen, kendisini duyan bir bilişle, bilişti bir ruh hali durumdur". Bir tür adresli çevrimlerin oluşumu, yalıtımlı yapı içindedir. Bir yapının bu tür davranışı o yapının edimsel ruh halidir.

Kaynak suyu bir potansiyeldir. Akan su, bu potansiyelin kinetik enerjiye dönüşmüş olan şeklidir. Kaynağındaki potansiyel enerji akan su ile kinetik enerjiye dönüşmüştür. Bir engel karşısında (bent-baraj gibi bir engel karşısında) biriken kinetik enerji ya da yığılan, akan kinetik enerji de yeniden bir durgun durumla “durum enerjisi dediğimiz potansiyel enerji” konumuna geçer.

Yani potansiyel enerji akan kinetik enerjiyle, akan kinetik enerji de bent gerisinde biriken potansiyel enerji ile kendisini bilir. Potansiyeli oluş ileriyi de geriyi de bilir. Akacağını ve barajda potansiyelli olacağını bilir. Yalıtım içinde önceyi ve sonrayı bilir. Dahası akarken, barajdayken, buhar enerjisi olacağını da bilir.

Akan su; kinetik enerjisiyle, kendisini devam ettiren potansiyel enerjinin buhar durumu bu iki enerjilerin yeni bir erke şeklidir. Eğer potansiyel enerji değişmeseydi; biz akışı, barajda birikmeyi, buhar olmayı, yağmuru, seli, erozyonu vs. görmeyecektik.

Dahası bunların her biri üzerine bindirilen dataları (enformasyonu) modüle etmeyi hiç görüp bilmeyecektik. Yani kayık olmayacaktı. Kayık yüzmeyecekti. Biz olmayacaktık. Bu, akan enerjinin ne tür büyüleyiciliklerle dolu olduğunun temel bir göstergesidir. Hayat işte bundan ötürü vardı.

Buhar yine bir başka potansiyel durum olan bir başka enerji salınımı içindedir. Yağmur bir enerji şeklidir. Yağmurun emilip yeraltı kaynak suyuna dönüşmesi yine potansiyel bir hareket enerjisi olmakla enerji kılıktan kılığa girer. Ve bu çevrim esnasında birçok akıl almaz süreçler yaşanır. Tıpkı sosyo toplum çevrimli kolektif üretim hareketinde olduğu gibidir.

İşte üretim hareketi de içinde kâr, kredi, finansman, ticaret, kur farkı vs. olmadan başlamıştı. Üretim öz yineli ve insan özneli süreçlerle başladı. Tüketimle başladı üretimle bitti. Üretimle başladı tüketimle bitti. Biten ve kendisini sürdüren bir devam ettirişle, enerji çevrimiydi.

Sömürü ve asalak olma mantığı; üretim hareketi içinde kendisini devam ettirmek için üreten süreci yapay durumlara bölmüştür. Bu yapay durumlar finans, para, kredi, ticaret, kâr, enflasyon, sübvanse, özelleştirme gibi her biri bir asalak olucu durumlardır.

Sağlatan üretim ilişkisi üretimle; üretim hareketi, takas ve mütekabiliyeti çevrimlerle kendisini devam ettirdi. İşte bu kendisini devam ettirişle kesikli durumlar üretim hareketini “yöneten molekül süreçleriydi” Sistemin kendisini yöneten molekül süreçleri; kâr, ticaret, enflasyon, kredi, özelleştirme vs. gibi asalak olmayı yöneten molekül süreçlere dönüştürülmüştür. Yani üreten sistem sahipliğe ve kâra göre ayarlanmıştır.

Oysa üretim hareketi bunlar olmadan da olması hiç gerekmeden de başlamıştı. Üretim kâr mar olmadan kendisini devam ettiren çevrimlerdi. Nitekim binlerce yıl bunlar olmadan böyle bunlarsız sürmüşlerdir. İşte kolektifin kendisini başlatıp devam ettiren ve geri beslenmesini yapan bu taşıyıcı dalga salınımları üzerine asalağın (efendi El’in) kendisini modüle etmesiyle, kolektif sistem “asalaklığın yöneten moleküler hareket süreçlerine” dönmektedir.

Üretim hareketi bunlarsız başlardı ama üretim hareketi olmadan bunların ne sömürü ne para ne kâr ne ticaret ne enflasyon ne bile banka olmaları asla olası değildir. Unutmayın ki sömürü ve buna bağlı her tür ahlaki norm kuralları olan yargı anlayışları, adalet vs. bu ajanlarla ortaya çıkıyordu. Bu ajan faktörler üreten kolektif çevrimin içine " El’e göre olmanın kendisini enjekte etti. Böylece El de köleci sisteme kendisine göre olanı mantık ve meşruiyet olarak söylüyordu".

Nasıl tüm olgu olay süreç ve sistemler, zaman geçtikçe belirirler. Yani süreç yaşandıkça o sürecin olumu ve olumsuz oluşları ortaya çıkar. Olgu ve olaylar da özel bağıntılı yalıtımlı sistemlere göre olmakla belirirler. Bu nedenle süreç ve ileri olan; geçmişle anlaşılır. Süreç geçmişteki belirene göre karşıtı olan belirsiz durumla aynı anda bir arada olmaya eğilimledir.

Üretim hareketi içinde belirir olan "çalışmayan yemez" demekti. Belirsizle olan durum da "çalışmayan yer" demekti. Yani belirsiz olan, çalışmayanın yemesi olandı ki bu asalaklıktı. Asalak ajan olmayı tasavvur eden özne yapılar, taşıyıcı salınımlar üzerine yapacakları bu tür modülasyonlar ile süreci enfekte edebilirlerdi.

Örneğin kolektif sistemin aktif belireni nedenle pasif olup etkin olmayan "çalışmayan yer" gibi durumları arkadan dolanarak mal sahibi lütfeder. Mal sahibi takdir edere çevirirseniz bu "çalışmayan yer" olur. Sizler bu algıyı söyleye söyleye söylenenin öznel bir meşruiyetini ortaya koyarsınız. Sonra da aktif olan belirimin yerine bu pasif belirimi koyarsınız. Bu durum geçişen, yerine konan ajan algıdır. Bozucu etkileriyle ortaya çıkar.

Kolektife göre aktif olmayan bu yapay modülasyonla sizler olan durumlara baktığınızda; pasif modülasyonları aktif olan ana beliricilerle birlikte eşletirsiniz. Aktifin bağıl eylemleriyle algılanan her bir pasifleri siz, gerçek sanırsınız. Halbuki bardağı mürekkepli su ile gördüğünüz için bardağı da mürekkepli su renginde görürsünüz. Mürekkepli su gibi pasif modülasyondan ötürü siz pasif modülasyonu aktifmiş gibi algılarsınız.

Üretim hareketi zorunlu bir sağlatma olması nedenle; arz-talep değildir. Yalıtım dışta olana göre tanımlıdır. Dışta ne var? Enerji var. Potansiyele göre akışlı var oluş var. Yalıtımın içi dışta olup ta içte olmayanlarla eksiktir.

Siz dışta olan bu tanımla sınırlı bir eylemli ve yönelimlisiniz. Siz yalıtım içinde bu kabil belirlenimler içindesiniz. Dışın basıncına yönelen ya da dışın basıncından kapanmaya doğrusunuz. Sizin isteyip istememenizi sormazlar (isteğinize göre arz yoktur). Dışarı sizden ve bilincinizden (isteğinizden) bağımsız var oluştur.

Üretim hareketini arz talebe indirgemek bilgiyi basit bir akıl oyunuyla karartmaktır. Ben size sunmasam siz acıkmayacaksınız istemeyeceksiniz demektir. Ya da siz aslında aç değilsiniz. Sizde istek te yok ya, ben elmayı gösterdiğim için siz acıkıyorsunuz demekle; bu düşünce üreten hareket bağlamında tümden koftur.

Yalıtılan sınırlı oluş nedenle siz dış dünyada size sunulan (var oluştaki) her şeye değil, belli şeye yöneliyorsunuz. İşte bir akıl oyunu da buradadır. Merak varsa, merakı giderilen insanı sürekli kılamazsınız.

Eğer günde üç kilo besin tüketiyorsanız, etrafta sunum (arz-tavşan) çok diye çevrede tavşan bolluğu sunumu var diye otuz kilo tavşan tüketemezsiniz. Üç kiloluk tüketiminizi yapacak enerjiyi harcamak yerine (doyacağınız bir tavşanı kovalamak yerine) tüketemez olacağınız otuz kiloluk on tavşanı kovalamaya (yemeyeceğiniz on tavşanı kovalamaya-ya da sunuma) boş boşuna enerji harcamak, eşyanın doğasına aykırıdır.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 22.7.2018 17:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya