Al sazını aziz dostum
Çıkalım Eshabıkehf dağına
Bir türkü söyleyelim yürekten
Duyulsun çamlı yaylada çakır gözlüye
At dağında cevap versin
Tandır başındaki güzel
Elleri ekin kokan omuzunda çapası
Sürüleri heyliyor elindeki sopası
Bir mola verelim keş bükü köprüsünde
Düşsün yolumuz barajdan bolatlıya
Bir ağıt yazalım yakışsın molla kerim’ime
Baş köprüdeki ölen, yigit şehitlerime
Bir türkü daha yeni Fahri Işık’tan
Toroslardan indim tarsusa yakın
Elime verdiler Anam bir kanlı çıkın
Yatıyor şehidim, molla kerime bakın
Varalım şellaleye karışalım ak köpüklere
Akalım berdan suyunda canlı olsun kuraklar
Sulansın kanımızla, güller yaysın topraklar
Bereket fışkıralım kızlar çapalasılar ikimizi
Vasiyet edelim şimdi, oraya gömsünler bizi
Bey degirmende ögütelim kahırlarımızı
Arayalım yaşamadan giden baharlarımızı
Girelim demirkapıda habibinin dutlu kahvesine
Selâm verip çökelim, dostların sazlı meclisine
Parmaksız Ahmet cengiz, Ergün usta ve rasim
Ellerinde sazları işte ölümsüz Resim
Karşıda ciyerci garip, Kebapçısı jandarma
Dayı Yusufta sarı burma, Abuzerde dondurma
Şadıravanlı handa aşık veysel avazda
Parasını çalmışlar Para şimdi Hırsızda
Kapı kitli cüzdan cepte, para yok diyor
Bu filmede kimsenin inan aklı ermiyor
Dönelim biz geriye vaktimizde azaldı
Bilirim bu geziden gönlümüz çok haz aldı
Gönül gözüm görüyor uzat dost ellerini
Al sazını vur mızrabı, ayarlarla tellerin
Turnaların yüksekten, türküyle gelsin bana
Uzaktan sevgi dolu Selâmlar dönsün sana..
Fahri Işık..Hollandadan avusturalya’ya
Sabahın dünyasına selâmlar olsun..
Kayıt Tarihi : 11.12.2008 14:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!