ikimizde birer insan yavrusuyduk
doğarken
açılan gözlerimizle
ikiye bölmüşüz dünyayı
artı ve eksilerle
ister aşiret ağaları
ister burjuva beyleri
bu
ne benim zorum
ne de senin isteğin
bu
tarihin tekerrürü
vazgeçilemez gerçek
düşün ki;
sen
belki hastanede
güzel bir yatakta
iyi bir doktorun
usta elleriyle doğdun
ben ise
patika yolun bittiği
bir köy evinde
yaşlı bacının
elleriyle doğdum
sen
oyuncaklarınla oynarken
kahkahalarla
parklarda salıncaklarda
ben aşiret kavgasının
silah sesleriyle
uyandım her sabah
sen
belki
bir karıncayı bile incitmedin
oysa ben
küçüçük ellerimle
titrek titrek
silahın tetiğine
dokunmayı öğrendim
ve
namludan çıkan kurşunun
ne kadar hain
ve ne kadar acımasız olduğunu
o zaman öğrendim
sen
okul sıralarında
tarih, felsefe, coğrafya
daha neler neler öğrenirken
ben
bilimden uzak
tarihin acımasızlığına
meydan okudum
senin coğrafya diye öğrendiğin
benim at koşturup
eşşek sırtında
geçirdiğim zamandı
sonuçta
ne artılar yok oluyor
ne de eksiler
doğarken bölmüşüz dünyayı
ta orta yerinden
bu ne benim zorum
ne de senin isteğin
bu
tarihin tekerrürü
vazgeçilmez gerçek...
Kayıt Tarihi : 24.9.2007 02:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!