Tarihin Tanımı 11 Şiiri - Nazmi Öner

Nazmi Öner
201

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Tarihin Tanımı 11

74

MEZOLİTİK DÖNEM (M.Ö. 12.000-6000)

YONTMA TAŞ DEVRİ

Son buzul çağının
Sonundan başlayarak
İçinde bulunduğumuz sıcak çağın
Taa en başından
Ve insanlığın yaşamından
Bir kesit çıkarmaya kalkarsak
Gerekmektedir
M.Ö. 12.000’lere dek varmak.

M.Ö. 12.000’lerde
Yani günümüzden
14.000 yıl önce
Sıcakla soğuğun
Nöbet değişimi gibi
Bitti buzul devrinin
Dödüncüsü de.
Başladı dördüncü sıcak dönem
Ve başladı buzullar erimeye.

Isınan hava
Ve eriyen buzullar;
Her yerde coşkuyla, delice
Ve şarkı ritminde akan sular
Irmaklar, dereler, çaylar;
Göller oluştururken
Suyla dolan çukurlar;
Gobi’de, Sahra’da, Taklamakan’da
Büyük denizler oluşturmaktaydılar.

75

Var ya hani, şu dünyada
Her şey iki kutuplu.
Ve aynı şey mi ne
Artı ile eksi?
Aynı meydanda kaybolan
Farklı sokaklar gibi
Dönüşerek artı eksiye
Bazen de eksi artıya;
Birinin bittiği yerde
Başlıyor öteki.

Yani soğuk gidince
Yerine sıcak geldi.
Hızla ısınmaktadır artık dünya
Ve alır yerini yontma taş devri
Kabataş çağının arkasında.
Başlamıştır artık sıcak dönem
Sanki bir veda gibi
Soğuğa, buzula
Coşturur, çıldırtır tabiatı
Sıcaklık, su ve nem.

Derseniz ki, nasıl gelişti
Nerden geldi bunca bitki?
Nerden çeşit çeşit otlar, bitkiler
Çiçekler, makiler, ağaçlar nerden
Az sayıda hayvanımız
Ve mamutumuz varken;
Nerden çıktı bunca hayvan
Nerden çıktı, nasıl ve birden?
Ya da nerede yaşıyordu
Bunlar eskiden?

76

Bu ne güzel bir hava
Bu saran sıcak!
Bu ne güzel bir dünya
Doyuran, kucaklayan insanı
İstersen çık gez çırılçıplak!
Bu ne tatlı bir bahar havası
Soğuğu kıran
Ve eriten buzları.

Bu ne güzel bir dünyadır
Heryerde bolluk bereket
Kalmadı artık kimsede
Gam, kasvet ve dert.
O denli çok ki hayvan
Koyun, keçi, çakal, tavşan;
Av takımına kalmadı
Artık gerek.

Dağılacak artık
Mağara halkı
Artık bireysel avcılığa geçilecek.
Mağara terk edilecek
Ve artık klandan
Toplu yaşamdan vazgeçilecek.
Bu ne güzel bir dünya
Beş-altı bin sene sürecek.

77

Bilinmez ki, tekrarımıdır
Tarih acıların ve sevinçlerin
Sürekli yer değiştirmesimidir
Artıyla eksinin.
Haklı mı bilmem Zerdüşt
Ve sürekli mücadelesi mi
Dünya kötü ile iyinin
Ahuramazda ile Ehrimen’in
Ve geldi işte yine
Geldi sonu sevinçlerin.

Heyhat, her güzel şey gibi
Geldi sonu işte
Sıcakla gelen güzel günlerin.
Ve bedelini mi istiyordu ne
Sanki sıcak, verdiklerinin.

Her güzel şey gibi
Kalıcı değil hiç bir şey
Kalıcı değil işte;
Ve o güzelim günler de bitti.
Nedir ki beş- altı bin sene
Yel gibi gelip, sel gibi gitti.

Zaten bir masal gibi
Belki mamutların en sonuncusu
Beş bin sene önce gitmişti.
Peşinden ren geyikleri
Serin bölgelere çekildi.
Buzullar beş-altı bin senede
Eriyip, kaybolup gitti.

78

Önce nehirler
Çaylar kurudu
Isındıkça ısındı dünya
Sardı kuraklık her yanı.
Sonra göller, bataklıklar
Kocaman denizler kurudu.
Ve denizlerin yerinde
Deniz gibi sonsuz ve ıssız
Çöl denilen
Ot bitmez ovalar oluştu.

Çöller genişledikçe genişledi
Çekildikçe çekildi
Hayvanlar kutba doğru.
Ormanlar dağlara
Tırmandıkça tırmandı
Yükseldi, yükseldi, sıklaştı
Ve arasına girilmez oldu.

Otlar, bitkiler, çiçekler
Kurudu kayboldu.
Ve kalan bitkiler
Su kenarlarında öbeklendiler.
Hayvanların da
Yaşama alanıydı buralar
Avcı ile av birbirini
Buralarda beklediler.
Aslında ikisi de
Hayata tutunma
Mücadelesi vermekteydiler.

79

Hayvanlar burada otlayıp
Buradan su içiyordu
Avcı da avı
Artık su başında bekliyordu.
Kuraklık ve av
Ayrı kutuplarda
Ters orantılar kuruyordu.

Hayvanlar o denli azaldı ki
Bazen günlerce suya
Hiç bir hayvan gelmiyordu.
Gelmeyince hayvan
Acıkan avcı
Avcı otları seçiyor, ayırıyor
Tohumlarını yiyordu.

Avcı et bulamıyor;
Avcı ot yiyor
Eski ihtişamını kaybediyordu.
Avcı aczi
Beceriksizliği oynuyor
Ve itibarı sıfırlıyordu.

İnsanlar artık tahılla besleniyor
Tahılı kadın topluyor
Kulübeyi kadın geçindiriyordu.
Kuraklık her geçen gün
Yayılıyor, yayılıyor;
Bitkilerin hayvanların
Ormanların alanı daralıyordu.

80

İnsanlar yollara düşmüş
Serin yerler
Sulak yerler arıyordu.
Göçebe avcılık yetmezmiş
Ve az dertmiş gibi;
İnsanlar kitleler halinde
Oradan oraya göç ediyor;
Herkes yollara düşmüş
Bir yerden bir yere gidiyor;
Dünyaya dağılıyor
İnsanlar birbirine karışıyordu.
Suyun başında
Av bekleyen aç avcı;
Yüzlerce senedir düşünüyor
Düşlüyor, düşünüyor, düşünüyordu.
Köpeği evcilleştirmesi
Geçici bir rahatlık sağlasa da
Soruna kökten ve kesin
Bir çözüm bulamıyordu.

Dere kenarında yetişen
Bu yenilebilir bitkileri
Kendisi nasıl üretebilirdi?
Çözemiyordu koyun ve keçiyi
Köpek gibi
Evcilleştirebilir miydi?
Düşünüyor, düşünüyor, düşünüyor;
Ve daha çok kullanıyordu
Artık beynini.


81

Düşünüyor
Bitkileri gözlüyor;
Düşünüyor
Hayvanları izliyordu.
Ama çaresizdi
Ve sanki tüm kapılar
Yüzüne kapanıyordu.
Ama yılmıyordu avcı
Sürekli yeni çıkışlar arıyordu.

Av olmamak için
Aslana kaplana
Taşları yonta yonta
Silahlarını geliştiriyordu;
Hatta perdahlayıp parlatıyordu.

Ama hayvanlar azaldıkça
Gelişmiş silah bile
İşe yaramıyordu.
Çok güzel başlayan
Yontma taş çağı
Artık çilelerin acıların
Sancıların çağı oluyordu.

Avcı hiç durmadan
Düşünüyor, düşünüyordu...
Kuşları avlamak için
Yeni silahlar, sapanlar düşlüyor
Balık avı için
Olta ve ağ icat ediyordu.

82

Birbirine bağlayarak
Kütüklerden sal
Ve sopalardan
Kürek yaparak
Suların üstünden
Karşı kıyıya geçiyordu.

Her buluş sağlasa da
Geçici bir rahatlama
Yara hala kanıyordu.

Mezolitik kadın
Tahılı devşiriyor
Kafataslarına, kabaklara
Kaplumbağa kabuklarına
Dolduruyordu.
Aileyi kadın geçindiriyor
Kulübeye artık
Kadın hükmediyordu.

Ama tüm bu buluşlar
Bu icatlar
Soruna kalıcı ve kesin
Bir çözüm getiremiyordu.
Avcı, kadının karşısısnda güçsüz
Aciz ve çaresizi oynuyordu.
Eski günlerin ihtişamını arıyor
Fakat yontma taş devrinin
Temel sorunlarını
Bir türlü çözemiyordu.

83

Avcı sürekli düşünüyor
Kafa yoruyor
Çözmeye çalışıyordu.
Artık avı suyun başında
Beklemeye sabredemiyor
Doğduğu yerde yaşamıyor
Avcı avın peşinde
Rastgele dolaşıyordu.
Fakat bir çare bulamıyor
Sorun yerinde duruyordu.
Göçebe avcılıkta
Aile bile kayboluyordu.
Ava çıkan aile ferdi
Çoğu kez
Bir daha geri dönmüyordu.

Oysa biliyordu ki çözüm
Yediği otları yetiştirmekten
Hayvanları evcilleştirmekten
Ve bunların başında
Beklemekten geçiyordu.
Ama nedense henüz
Hiç birisini de başaramıyordu
Kısır bir döngü gibi
Hala avdan medet umuyordu.

Fakat yavaş da olsa ilerliyor
Tarım ve hayvancılıkta
Başarı sağladıkça;
Neolitik döneme doğru
Hızla yol alıyordu.

Nazmi Öner
Kayıt Tarihi : 25.3.2013 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!