Aydın Demirkan - Tarihin Penceresinde Aş ...

Aydın Demirkan
75

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kilisenin önüne geldiğimde saat neredeyse onbir olmuştu. Osmanlı tarihinin tek yönlü aynası gibi karşıma dikilen bu muhteşem yapıtın beni etkisi altına alması uzun sürmemişti.
Yüksek avlu duvarları, yüksekliği yaklaşık üç metreye varan demir kapısı ve kapıdan içeriye girildiğinde her iki tarafı mermer sütünlarla bezenmiş ve yine bu sütunların yanında bulunan minik melek heykelciklerinin muhteşem varlığını sergilediği mermer basamaklar bu yapının ustasına olan hayranlığımı şaşılacak derecede arttırıyordu.
Kilisenin asıl girişi olan ikinci kapı ise bir sanatçının elinden çıktığını ilk kez görenlere haykırıyordu sanki mağrur bir şekilde ve kapının üzerindeki taş oymayı okuduğunuzda (ki bunun yakın bir zamanda ileve olduğu belliydi) bu kilisenin bir ermeni kilisesi olduğunu hemen anlıyordunuz.

Günlerden pazar olması nedeniyle kilise açıktı. Kilisenin köşe bucak sayılabilecek yerlerinde, o kilisede görmemiş olsam bile ermeni olduklarını anlayabileceğim ellili yaşlarının üzerinde dört adam oturuyor, hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Garip bir şekilde, sanki bilinmeyen bir gücün etkisiyle kiliseye girme itiyadı duymuştum. Onların arasına karışmak ve ayini izlemek istiyordum ve izleyecektim de...
Köşede oturan ihtiyarların ve yavaş yavaş kiliseye giren cemaatin sergilediği hareketler ayinin başlaması için zaman olduğu izlenimini yaratmıştı bende. Avlu kapısından içeri girenleri rahatlıkla görebileceğim bir yeri, kilise duvarının dibini seçmiştim oturmak için sigaramı cebimden çıkarırken. Mevsim sonbahardı ve hava serindi. Ceketimi bedenimi sımsıkı saracak şekilde çekiştirip çömelirken sigaramı yakmıştım. Elimde ise bir sahaf dükkanından aldığım kitabı tutuyordum.

Tamamını Oku