Tarihin Dili Olsam Şiiri - Gülali Ölmez

Antakya;
İki yakalı şehir
Bir yanı ortadoğuya sürgün
Dinleri,dilleri,renk renk
Camisi,kilisesi,havrası,sinagoguyla
Kardeşçe yaşamaya vurgun..
Bir nehir akar ortasından tersine
Asi demeleri bu yüzden
Uzun çarşıdanda uzun
Böler ortasından binlerce yıllık tarihi
Lübnan dağlarından eskimeyen dostluklar getirir
Kıyısında karabiber ağaçları
Bıraksalar gölgesinde asırlarca uyurdum

Urfa; mağaralar şehri
İbrahimin izleri,Eyübün sabrı
Balıklı gölü,yaşanmış masalları
Mırralı,halaylı sıra gecesinde
Yanık türkülerle uğurladım geçmişe
Harran ovasında
Kum fırtınasına tutulmuş kervanları..

Sahiline indim halfetinin
Balıkçıda şabut mevsimi
Tekne gezisinde bodrum havası
El sallayan batık köyün çocukları
Fırata terkedilen minaresi
Suya asılı kalan elektrik direğiyle
Savaşan köyü,yorgun yaralı..
Durun hapsetmeyin nehirleri
Sususuz bırakmayın dünyayı
Bağlamayın ellerini,kollarını
Özgür bırakın
Adını oğluma damlattığım
Dicleye sevdalı Fırat ı

Hasankeyf;
Dicle kıyısında nazlı bir gelin
Sarp kayalıkta kalesi,
Yaşanmış mağaralarıyla
Sana çok uzaklardan havar havar diyor
İmdada kimse gelmiyor bir tek dicle ağlıyor
Gidin ağlayın,dinleyin tarihin sesini,çoban Aliyi
Gözlerden,gönüllerden uzak bir başına
Durdurmaya çalışıyor hasankeyfi yok edecek deliyi...

Görün gözlerinizle,beyninizle,yüreğinizle
Yok edici ejderhanın kolları uzun
Suyunu kesmek için arap çocuklarının
Batıracaklar geçmişi,boğacaklar geleceğimizi
Artuklular,eyyubiler yeniden yıkılıyor
Mezopotamya geçmişine ağlıyor
Hasankeyf iki yıl sonra sular altında kalacak
Kalesi,hamamı,camisi köprüsü boğulacak
Geç kalmayın belkide yarın sabah
Mağaralarında çoban Ali bile kalamayacak

Mardin;
Ölümsüzlüğün konağı
Türkü,kürdü,süryanisi,ezidisiyle
Usta ressamın yamaca çizdiği diyar
Asırlardır güneşe selam duran
Geçmişi ölümsüzleştiren şehir
Uzayan dar sokakları
Alır ruhunu götürür
Seni kendine saklar
Kaybolsanda önemi yok
Dokunduğun,bastığın taşları izle
Her sokak kayıp bir tarihe çıkar
Çok eski çağlardan midyata kadar...

Midyat;
Mardinin gizemli çocuğu
Bir dünya şehri
Dört dilde yazılan kardeşlik heykeliyle
Konakları,telkarisiyle
Geçmişten gelen inci
Süryani şarabından damıtılan tarihini
Bir solukta anlatıyor çocuklar
Kendine yabancı bir dille
Yetmezse elleriyle
Işıl ışıl gözleriyle

Nemrut
Güneşin sahibi
Taştan tanrıların çocuk parkı
Her baktığımda yalnızlık akar yamacından
Akar Komageneden Adıyaman a
Güneşi törenle batırıp
Zirvesinden inerken
Sessizce ağlarlar arkamızdan
Her taş tanrılara adanmış bir beden
Belki gelmek isterler ama
Nemrut izin vermez
Komagene terkedilmez
Geçemezler cendere köprüsünden

Diyarbakır
Dört kapıdan girilen şehir
Diclenin asi çocuğu
Ahmed Arifin mazlum yatağı
Musa Anterin,Vedat Aydının
Ve Diyarbakır zindanlarında öldürülen
Binlerce faili meçhulün
Mardin kapısından taşan kanı..

Dicle de jitemin ayak izlari
Sur içinde çocuk sesleri
Kalesinde Amedin heybeti
On gözlü köprüsünde zulüm
Ne acılar yaşadı neler
Yinede tükenmedi
Hevsel baçelerinde bahar bereketi
Yürüdük ağır ağır
Şiirler döşeli kaldırımlarda
Fehmi ile adiloş bebe,33 kurşun
Fehmi;
Can yoldaşım
Otuz yıl sonra bile inatla
Kendini unutturmayan
Diyarbakırlı heval
Asker arkadaşım
29.06.2012