İnsan yaşadığı tarihî rakamlardan ibaret bilirse savunduğu fikri rasyonel bir süreç gibi olur.
Oysa herşeyin bir değeri vardır. İşte biz yaşadığımız dönemde toplum olarak belki bir çok değer yargılarımızı yitirdiğimiz, ancak bilinçlenip bir değere varolduğumuz hakikatine ulaştığımızda herşeyi daha iyi anlar ve öyle bir değer ifade ederiz herşeyde.
Fakat bizler çok derin bir tarihten geçtiğimiz için,
çoğu zaman insanlar hakiki değerlerin içinden geçerken farkına varamayabilir o gerçeklerin.
Oysa gerçekler hakiki bir yaşamdır ve bazen gerçek olmayan düzenlerin içine de bir yaşam inşa eder insanlar.
İşte orada herşeyin bir süreci vardır. Yoksa zaman dediğimiz şey sadece dünya ile sınırlı maddesel bir kavramdır.
Yaşadığımız çağ, daha önceleri yaşanan çağlarıda içinde tutuyor aynı şekilde geleceği de.
Çünkü ilkelerine tamamen bağlı olan hiçbirşey öte değildir hakikatten.
Şöyle düşünün, siz geçmiş zamanlarda hangi fikre ve hangi ideolojiye yakınsanız ancak o derinlikte bir düşünceye veya bir ilkeye sahipsisiniz demektir.
Ancak gerçek yakınlık hakiki bağ gerektirir ki, o inançta bağlı olduğunuz şeyde sizin fikriniz ile bağlam kazanabilsin.
Yada yaşamın ayrıntılarında kalbinizle bağ kurabilirsiniz ki bu en zorudur herşeyi anlamak için.
Buyuzden; "İnsan düşünceden ibarettir et ve kemikten değil." diye ifade eder Mevlâna Hz.
Dünyada bizi fikirlerimiz birbirimize getirir. Düşünce ile yol alır insan.
Ve yine "Herkes bilgisi ölçüsünde görünmez şeyleri tanımlar. Diye belirtirken;
"Şekline rengine bakma; ne kuruyor, maksadı ne , ona bak.
Rengi kara bile olsa, seninle aynı maksadı güdüyorsa ona ak' de, senin rengindendir o." Diye devam eder Hz. Mevlana.
Bizler her çağda olduğu gibi fikirlerimize doğru ilerliyoruz aslında.
Bizler yaşadığımız çağda insan bilincinin bir maddeden öte manen bir kimliğe etkin olacağı süreçlerden geçiyoruz aslında.
Maddeyi aşabilen hiçbir maddeye önem vermeyen maneviyatın yaşama kattığı değerlerin bizden de öte devirlere yol alacağı
özel bir çağ yaşıyoruz aslında.
Tıpkı geçmiş tarihte yaşanan başarıların ve ulusların değerlerini ima ettiği şeyleri inşa ediyoruz oysa hayata.
Bunu bilenler tarihi okumuyor aslında, kendini de idrak ediyor okuduğunda.
Buyuzden herşeyi idrak edenlerin başka bir okuması vardır kelimeleri okuyanlara göre.
Buyuzden geçmiş dönemler nasıl zorluklar altında başarıya ulaşmışsa, bizde başarıların zorluklarını yaşıyoruz oysa.
Bizim fikir tartışması dediğimiz şey fikirden de ötedir.
Bilinçli fikirler tarihimizin yapısını gönlünce okuyarak anlayarak bildiğinden söz ediyor oysa.
Bizler ise genelde rakam olarak rasyonel bakıyoruz daima hayata.
Kendinizi bir 50 yıl sonrasında düşünün gerçekten var olacak mısınız ?
Var olursanız eğer şimdiki dünya seyrinde yer almayacaksınız ancak yeriniz kendi zamanınız olacaktır.
İşte biz geleceği geçmişten hissedenler zamandan kayıtsız değilizdir asla.
Kimileri fikirleri tartışır durur buyuzden, kimileri fikirleri ile geleceğe de bir yön bulur kalben.
Çünkü zaman insanın aslıdır hakikatte.
Ve herkes kendi kalbinin zamanın aslını yaşar.
Buyuzden tarihîn değeri; hakiki fikirlerin içinde yaşanır.
Kayıt Tarihi : 23.2.2020 23:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!