Tarihi Olan İlahi Adalet 11

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Tarihi Olan İlahi Adalet 11

En az dış dünya ilkesiyle olmayıp ta en fazla arzın talebiyle olursanız, bu kes de yalıtımlı sistem içinde fazla su içmekten boğulur. Fazla yemekten tıkanır çatlarsınız. Böylesi bir tutum, düzenli yapıyı düzensizlik olan kaosa sürüklemekle, inşacı temel ilkeye aykırıdır.

Dahası 200 litre mazot ile gidip geleceğiniz yola (günlük ihtiyacı tüketip yarın yeniden başlayacağınız yeni bir çevrime) siz; gereksiz yere 70 000 litrelik mazotla yola gidip gelmiş olun. Bu durum zorunlu en az duruma aykırı olmakla; bolluk var diye 70 000 litrelik arz olanın taşkınından boğulursunuz. Mide fesadı gibi oksijen çarpması gibi enerji fesadı ve enerji çarpmasına dönüşürsünüz.

Üstelik 70 000 litre mazotun 1000 km yol boyunca taşınmasının enerji masrafı 200 litre mazot harcanması yerine günlük mazot tüketimini 1000 litrenin üzerine çıkaracağından; enerji harcama maliyeti en kaçınacağınız stratejidir. Ve sizin enerji tıkanmanız ve gereksiz enerjiden boğulmanız olacaktır.

Doğa verili bir sistemdi. Siz de bu verili sisteme göre en az dış dünya yalıtımı içinde; dışınızla zorunlu bir girişme içinde oluyordunuz. Bu nedenle dışta bir tavşan yakalıyordunuz. Bir başkası da aynı nedenle bu tavşanı sizden kapıyordu. Çünkü tavşan sizin bilincinizden sizden bağımsız bir var oluşla; sırf size arz olmayan ya da arz olanın sahipliğiniz değildi. Böyle bir bakış ve algı ortaya koymak daha baştan yanılgıdır.

Eğer siz dıştan enerji sağlama zorunluluğunu inorganiklerden değil de herhangi bir organikten elde eden sağlatımın “ortam uyumu” içine girmişseniz; artık tavşan sizin kaçınılmaz enerji sağlama kaynağınızdır.

Tavşan sizin için değil ama sizin enerji sağlama ve enerji çevrimi yapan var oluklu enerji düzenlenim sistemleriniz tavşandan enerji çevrimi yapma üzerinde modülasyonlarla yüklüdür. Siz tavşandan enerji giderme modülasyonlarıyla yüklenen bir hayatı oluşmakla donanımlısınız.

Bu bir sınırlanmadır. Hem de inorganik yollardan da enerji elde edecekken enerji temininde tavşana bağımlı kalmakla bir sınırlanmaydı. Aslında sırf in organikten enerji temin etme yolu, hayatı bir türden yapardı.

İnorganikten enerji elde edici sentezlemeyi inşa eden "işlev durumlar" ve işlev durumların sentezleri oluştukça; bu organik sentezli işlevlerin kendisi de bir enerji sağlama kaynağı olarak yansıdılar.

İşlev sentezlerin de enerji kaynağı olmakla belirim vermeleri de yeni bir boşluk devim alanı ortaya koymuştu.

İşte tavşan da tavşanı yiyen tilki de böylesi bir boşluk alan devinmesi içindeki donanımla inşa olmaktı. Bu bitmeyen senfoni sebep olacağı sonucundan habersizdi. Ama bu inşa hayatı, eş deyişle enerji akışlı çevrimi zenginleştirecekti. Ve bu çevrimler üzerinde yapılan akıl almaz modülasyon inşaları da yaşama bir anlam aramaya dönüşmekteydi.

İşte bu oyuk alana hapis olan sınırlanmayla artık olup biten duruma siz ben merkezli bakıyordunuz. Bu kusur değildi. Akan yapı olarak böyle var oluyordunuz siz de dünyayı size göre yansıtıyordunuz. Değilse siz yalıtıma bir özel bağıntılı belirimler içinde olmadan, bir var oluşa iyi veya kötü demeniz olası değildir.

Sizin ortama ben merkezli bakışınız, genelin bağıntı durumu değildir. Geneli bağlamaz. Genel sizden ve sizin bilincinizden sizin var oluşunuzdan bağımsızdı. Tüm olup bitmenin, benciliğe göre olduğu anlamına hiç gelmez.

Siz tavşanı tesadüflerle bin bir zahmetle ele geçirmek yerine her an elinizin altında hazır bir durumla olmasını belirten bir durum girişmesinin ilişkisi yapmışsanız; durum bambaşka bir zamanın ilişkisi içinde akacaktır.

Tavşan enerji dönüşümlü akış gereği oluşan inşanın boşluklu alanı içinde başka durumla enerji çevrimi yapma fonksiyonu içinde beliren bir zorunlulukla vardı. Bu zorunluluk, sizden gelen katkı, etki, bilinç durumlu bir zorunluluk değildi.

Yani tavşan ne size göreydi ne sizin içindi ne de size göre değildi. Toprak ta enerji sağlama bağlamında size aykırı değildi. Bir virüs akciğere göre olan boşluk alanın içinde inşa olmakla nelerle sınırlanıyorsa; siz de tavşana göre tavşanın zıttı olan boşluk alanında inşa olmakla, kendinizi toprağa göre enerji çevrimli olmaktan sınırlanmıştınız.

Doğada klorofil, kloroplastlar, mitokondriler gibi tek bir alan oyuk hareketi ile uyumlu, enerji çevrimli işlev durumlar vardır. Işıkla suyu ayrıştıran işlev yapı, ayrışmış iyon hareketini yağ olarak vs. sentezleyen tekil işlev yapının boşluk alanına, mitokondri gibi yağ yakıcı enerji açığa çıkarıcı işlev denk geliyordu.

Aslında her bir işlev durum, diğer bir işlev durumun zıddı belirimle boşluk alan devinmesi içinde oluşup birbirine zorunlu bir denk gelişti. Üst taraf, kendisinin zıttı olan alt tarafıyla nasıl beliriyorsa; birleşen yapının alt tarafı da (zıttı da) çözünen, parçalanan yapı olmakla başka bir işlev durumla beliriyordu.

Yani su gibi karbondioksit gibi molekül sentezleri, sentezlemenin zıddı olan klorofil işlev duruma dönüşmekle parçalanan ya da parçalayan işlev, oluyordu. Sentez iyon hareketlerine parçalanıyordu. (Klorofil işlevlerde).

Parçalanan yapısalcılar zıt durumla ve envayi tür sentezci işlevle yeniden ve başka şekilde örneğin yağ asitleri gibi örneğin gliserin gibi birleşiyordu (işlev kloroplastlarla).

Yağ gibi sentez proteinler parçalanma, çözülme olan zıttı durumla ancak mitokondri gibi zıt işlev durumun yeni bir boşluk doldurma "alan etkili göreviyle" söz gelimi kas enerjisine çevriliyordu. Burada görüldüğü gibi birinin "zıt alan boşluk devinmesi" içinde bir başkası "alan etkili işlev" durumla yeni bir varoluş belirme vermektedir. Suyun olmadığı yerde doymanın (kanmanın) belirmesi gibi.

Birbirinin zıddı olan belirmelerle ortaya çıkan bu durumlar; zıtların birbirini çekme yasası gereği bir araya gelen birbirinden eksiğini tamamlayan veya birbirinin eksiğini tamamlayan süreçler entegrasyonuna dönüşüyordu.
Tıpkı sosyal oluşlar gibi.

Tıpkı toplumsal oluşlar gibi, üreten hareketler gibi. Ya da tıpkı sosyo toplumsa üretim içinde oluşlar da tıpkı işlev durum entegrasyonları gibiydi. Av esnasında bir kişinin hareketi diğerini tamamlıyordu. Ağaca çıkamayanı ağaca çıkan tamamlıyordu. Hızlı koşamayanı pusuya yatan tamamlıyordu. Gözü gören, gözü görmeyenin karanlıktaki hareketleriyle ikame oluyordu.

Birleşen bu yeni enerji deposu yağlar, yeni durum oyuk hareketi olmakla; klorofille tamamlanamıyordu. Bu boşluk alan yeni bir zıt durum inşası ile doldurulabilirdi. Ve yeniden parçalanıyordu. Ya da mitokondri gibi bu tekli işlev durumlar birbirine denk gelen karşılanmaların çekme itmesi nedenle bir arada bağıntılarına dönüştü.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 23.7.2018 22:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya