Her şeyden önce biz biliyoruz ki, bir şey ne kadar sağlamsa, ne kadar sağlıklı temeller üzerine kurulmuşsa, o kadar uzun ömürlü ve kalıcı olur.
Kökü toprağın derinliklerine kök salmamış ağaçların, nasıl şer rüzgârların tazyiklerine dayanması imkânsızsa, temelinde yeteri kadar harç bulunmayan, çürük zeminler üzerine kurulan binaların çok kısa zaman içerisinde çökmesi ve yıkılması kaçınılmaz sonları ise, tarihsiz milletlerin de düşmanlarının hücumlarına, tazyiklerine, saldırılarına dayanması mümkün olmaz,
Gününü güzel yaşayan ve en güzel bir şekilde değerlendiren, ileriye doğru uzun ve sağlıklı hamleler yapan milletler de, tıpkı sağlam temeller üzerine kurulmuş binalar ve kökleri derinlere kök salmış asırlık çınar ağaçları gibidir. Nasıl bu tip binalar öyle sıradan sarsıntılardan etkilenmezse, nasıl bu tip asırlık çınarlara deli dolu rüzgârların, fırtınaların bir zararı dokunamazsa, tarih çeşmesinden gerektiği kadar suyunu dolmuş ve dersini almış milletlere de hiçbir şer güç ve kuvvet bir kötülük yapamaz.
Tarihini bilen, tarihini örselemeden gününe taşıyan, tarihinden güç ve kuvvet alan milletler, binlerce ırmaktan beslenen denizler gibidir. Denizlerin kuruması mümkün mü?
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla