Acımsı bir yemekti gözlerine bakınca gözlerim.
Tadı damakta bıraktıran
Hayatı derinde tutmaya ahd ettiren
Gönüldü bağlandı
Gene bağlandı sana.
Aşka uçurdu beni tutan ellerin.
Mahmur bir bakıştı aşkın bana.
Ah ah ah ahhh
Soluksuz okunan, kitap gibiydi ruhun.
Çarpıp kapıyı gitmek gibiydi vedaların.
Aşkımdı sendeki edaların.
Boynu büküktü sevdaların
Öksüz bırakılmıştı nidalarım
Sensiz günlerin kefaleti idi gene acılarım.
Ellerim gene sahipsizdi çalınmış zamanlarım.
Düştüm dipsiz kara kuyulara.
Yakardım Rabbe, hayırlısını istedim olacakların.
Kilise çanı gibiydi haykırışları ruhumun.
Nebi Nuh'un inananları gibiydi umutlarım.
Rüzgara fısıldayan Mikail gibiydi sevdalarım.
Her an İsrafil'in sura üflemesi gibiydi yaşayacaklarım.
Yakubun oğlu gibi düşürülmüştü kuyulara hayatım.
Ah Ahh açtım gene açtım kolları,
Rabbime dua niyaz ettiren yüreğimle
Sabrı şükürde bilen aklımla
İstedim çok istedim.
Sadece nefes istemekle eyledim.
Takdir-i Kabil meclisine girdim.
Çekildim dipsiz kuyulardan.
Geçtim o enfes naif yollardan.
Çıkmazına vardım.
Gönğl çağardı sana.
Akıp akıp gitti kendi yolunda.
Sebebi hikmetiydi beni vurduran.
Aşka miracı verdirdi bana.
Şahlandı ruhum, aktı gönlüm Züleyhama.
Şaşı kaldı gözlerim, Lal eylendi dilim sana.
(Serdar Faruk 12 Haziran 2014 23.42)
Serdar Faruk AltınKayıt Tarihi : 20.1.2018 13:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!