Yağız atlar obalarda otlarken;
Huzur dolardı çadırlarımız..
At sırtında büyürdü çocuklarımız,
O, bir özlemdi içimizde Turan..
Karlı soğuk bozkırlar, sıcak Taklamakan,
Vız gelirdi kişneyen atlarımıza..
Sırtında ok yay, başında kalpak;
Korkusuzdu koca yiğitlerimiz..
Gözlerimiz ufukta, serhat boylarında
Birlikte at koştururdu; kadınlarımız, kızlarımız
Şahin gibi süzülen o cesur atlarımızla;
Ver elini doğuda Mançurya, batıda Karadeniz..
Hanbalık korkardı, Avrupa titrer,
Atlarımızın nal sesinden, kişnemesinden
At oynatırdı Slav ovalarında;
Avar, Macar, Hazar ve Peçenekler..
Biz ki, tarih ötesinden aldığımız bu hızla;
Hep onların kanını taşırız nabzımızda.
Torunlarıyız, Türk'üz duamız onlara,
Gurur duyarız bütün atalarımızla..
Noter n. 3616
Sözlük // Hanbalık: Pekin'in eski adı. Taklamakan: Ortaasyada bir çöl. Macar: Hun Türkleri
(*) Bu şiir, Mart 2005 tarihinde Türk Ocağı Bülteninde yayınlanmıştır.
Kayıt Tarihi : 2.12.2007 14:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Asimila: Biz hoşgörülü bir milletiz; asimila bilmeyiz. Yoktur öyle bir hastalığımız. Yerimizde duramayışımız, göçebeliğimizdendir. Bize 'Asimila yaptı' demişler. Söyleyenler kendilerine baksınlar Asimila Aynasında; kendilerini görecekler. Yoktur 'Asimila' lûgatımızda: İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Germence, Ermenice bir kelimedir. Öyle bir hastalık yok, çok şükür atalarımızda, bize öyle bir miras bırakmadı. Olsaydı; İspanya'dan müsevileri kurtarmazdık Asimila'dan. Gemilerimize doldurup, Anadolu'da iskan etmezdik. Atalarımız Asimilacı olsaydı, Avrasya'da şimdiye kalan 3-5 milleti geçmezdi. Ne dilleri, ne dinleri ne de kültürleri kalırdı. Asimilacılar gibi değiştirirdik. İngilizlerin Amerika'da Kızılderili halkı yok ettiler, Afrika içler acısı. Sömürdüler, sömürdüler.. Manzarayı, Bosna'da keyifle seyrettiler. Biz Türk Milleti olarak hangi dinden, dilden, ırktan olursa olsun ayırmadık; kanatlarımızın altına aldık koruduk. Ermeniler, batının sözüne gittiler, hala da gidiyorlar. Hane sahibine kahbelik, kalleşlik ettiler. Birlikte oturdukları komşularını, Hünharca yaktılar, kuyulara koydular. Çocuk, kadın, hasta, yaşlı demeden camilere, binalara doldurup yaktılar. Çukurlara doldurdular. (yanan benim bir yakınım da vardı) İslam'da insanı bırak, bir muzur hayvanı bile yakmak büyük günahtır. Biz yapamayız. Bizim Atamız kısas uygulamadı, onları, bu toprağımızdan alıp, şu toprağımıza gönderdi. karınlarını doyurdu. iskan ettirdi. Ama, bu Asimila onların kanında var 1990'da yine nüksetti. Karabağ'da, Hocali'de aynı insanlık suçunu işlediler bir daha. 1. Körfez Savaş'ında; biz hoşgörülüyüz, yumuşağız, binlerce Kürt'e soğuktan açlıktan ölmesinler diye, cebimizdeki harçlıklarımızı verdik. Koruduk. Ama, onlar hep batının cilalı sözlerine kandılar. Ermeniler gibi saldırdılar, o günler unutuldu, mazide kaldı. Atalarımız demiş ki: Yumuşak atın çiftesi yaman olur: hadi hayırlısı...
TÜM YORUMLAR (1)