Tarih Hakkında
I
Mart’ta bir gün indim denize ve kulak kabarttım.
Buzlar gökyüzü kadar maviydi. Parçalanıyordu güneş altında.
Buzla kaplanışın altında güneş de bir mikrofonla fısıldıyordu.
Damlıyordu ve mayalanıyordu. Ve uzaklarda biri bir çarşaf silkeliyordu sanki.
Bütün bu olanlar Tarih’e benziyor: bizim ŞİMDİmiz. Batmışız, dinliyoruz.
II
Handiyse düşecek olan uçan adalar gibi konferanslar…
Bilahare: uzlaşmaların uzun sallanan bir köprüsü.
Bütün trafik buradan gitmeli, altında yıldızların,
doğmamış olanların solgun yüzleri altında,
fırlatılmışlar boşluğa, pirinç taneleri misali.
III
1926’da Gide kılığında Afrika’ya gitti Goethe ve her şeyi gördü.
Ölümden sonra gördükleri her şeyle bazı yüzler daha bir belirginleşir.
Cezayir’den haberler okunurken
bir penceresi hariç bütün pencereleri karartılmış büyük bir ev
öne çıktı. Ve orada görüldü Dreyfus’un yüzü.
IV
Radikal ve Gerici birlikte yaşar mutsuz bir evlilikte gibi,
birbirlerini biçimlemişler, birbirlerine bağımlılar.
Fakat onların çocukları olan bizler bundan kurtulmalıyız.
Her problem kendi dilinde bağırır.
Gerçeğin adım attığı yerde gider iz süren bir köpek misali.
V
Binadan fazla uzak olmayan arazide
aylardır durur olaylarla dolu unutulmuş bir gazete.
Gündüz ve geceyle yaşlanır yağmurda ve güneşte,
bir bitki olma yolunda ilerler, bir lahana, toprakla bütünleşmek üzere.
Tıpkı bir hatıra gibi yavaşça dönüşür bizzat sana.
Tomas Tranströmer (1931-2015, İsveç)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 16.11.2019 22:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
OM HISTORIEN I. En dag i mars går jag ner till sjön och lyssnar. Isen är lika blå som himlen. Den bryter upp under solen. Solen som också viskar i en mikrofon under istäcket. Det kluckar och jäser.Och någon tycks ruska en lakan långt ute. Alltihop liknar Historien: vårt NU. Vi är nedsänkta,vi lyssnar. II. Konferenser som flygande öar så nära att störta... Sedan: en lång darrande bro av kompromisser. Där ska hela trafiken gå,under stjärnorna, under de oföddas bleka ansikten, utkastade i tomrummet,anonyma som risgryn. III. Goethe reste i Afrika1926 förklädd till Gide och så gallt. Några ansikten blir tydligare av allt de får se efter döden. När dagsnyheterna från Algeriet lästes upp framträdde ett stort hus där alla fönster var mörklagda alla utom ett. Och där såg man Dreyfus' ansikte. IV. Radikal och Reaktionär lever tillsammans som i ett olyckligt äktenskap, formade av varann, beroende av varann. Men vi som är deras barn måste bryta oss loss Varje problem ropar på sitt eget språk. Gå som en spårhund där sanningen trampade! V. Ute i terrängen inte långt från bebyggelsen ligger sedan månader en kvarglömd tidning,full av händelser. Den åldras genom nätter och dagar i regn och sol, på väg att bli en planta, ett kålhuvud, på väg att förenas med marken. Liksom ett minne långsamt förvandlas till dig själv.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!