Bundan böyle tarih düşeceğim günlere,aylara
Saatlerin adını alıp adım gibi koyacağım kağıtlara
Oturduğum yere oturdum,diyeceğim; öldüğüm yere öldüm.
Artık daha da neler.Olur mu canım,fasulyeli pideler..
Şu an Erdek’te Kurbağalı’da oturmuşum
Oturmuş da bir şiir tutturmuşum
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Devamını Oku
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Değerli Hocam, bu şiirde acımasız bir gözlem ve eleştiri var. Hayatın içinde kime manasız ve monoton tembellik, kime insan manzarası gibi gelen sahneler. Zamanını öldürmek için kendine düşünmeyi, akıl yürütmeyi yasaklayanlar, düşünme irdeleme yetisini kaldıramayıp, organik varoluşu seçenler. Diğer tarfta doğası itibariyle düşünemeyen, sadece güzelliği ile var olan çiçekler. İnsanın çevresindeki doğaya ellerindeki imkanları yayması, bazen iyi bazen kötü, kedinin ameliyatı örneğinde olduğu gibi. Bazen tembellik mi yoksa düşüncesizlikten mi yanımızdaki hayvana çevremizdeki insanlara verilebilecek değerden daha çok değer biçilmesi ve verilmesi. Çok düşündürücü, çok çarpıcı. Selamlarımla.
' Şehr âyin...
zaman zaman ruhumuz...
zaman zaman aklımız...
vesselâm...
'şehir' ve 'âyin' kelimelerinden müteşekkil olup
'şehir eğlenceleri, şehir kutlamaları/süslemeleri' anlamlarına gelir'
Sayın DAİM bu tür yazılan şiirlerinizi çok seviyorumm...Tekrar tekrar okuyacağım ....Saygılarımla ...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta