Yaşadıklarımdan
Öğrenmeye çalıştığım
Çok şey oldu bu güne kadar.
Göz ucuma düşen
Bir titrekliğe vuruyorsa yüreğinin en imansız yeri
Bil ki,
-sana mektuptan bir pasaj-
hiçbir ebediyet yüklü mısra
dökülmez gün ışığında
“Eksikliğinizin azaldığı yerde büyüyor ümitsizliklerimiz.”
Unuttuk mu nedir, artık düşmüyorsunuz yüreklerimize. Oysa ne de güzeldi sizlerle bu dört dağ arasındaki küçücük şehirde yaşam. Heya şehir küçük ama küçücüktü; ama hırçınlıklarla dolu o yürekleriniz büyüktü ve de asaletvari.
Yaşama inatla beslenen yüreklerinize düşüverdi ölüm. Küçük bir kâbustu benimkisi, hatırlıyorum. Kâbusum küçüktü ama gözlerinize düşen ölüm büyüktü ve de gerçek.
Ve tanrı değildi ki yüreğim
ISLAKLIĞIN KURAKLIĞI
Islaktı hava
Duygularım ıslaktı
Ve kolundaki
Zamana dair anlar sırılsıklamdı.
Zifiri bir karanlık
Gece
Yine
Çok kaçırdım galiba.
Uykuya yenik düştüm.
Tatlı bir uyku
“Öncesi sen
Sonrası sana mahkûm…”
Doğuşun
Resmeylemektir doğayı
En sürgün anlardan
“ Neden düşmez ki...”
Yazın sonu hazan
Her hazan
Yapraklar ölür bu kentte.
BABAMA –I-
“Seni bir dengbejin en ağır ve en uzun değişinde buldum”
Seni
Kaleme dökmek için,
“BİR ŞİİR YAZDIM”
Devran döner,
Şiir yazılır;
Şiirler yazılır,
Ve devran durur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!