Taraf / Karşı Taraf
Taraf olmak özgürlük elbet. İnsan dilediği kişiye ya da ideolojiye, dine, hatta futbol takımına taraf olabilir. Böylece kendi aidiyetini tatmin eder. İdeal olan ise tüm güzelliklere taraf olmak. Bunu başaranlar Yunus, Mevlana gibi zatlar olmuş.
Taraftarlık içselleştirilmezse taklidi olan taraftarlar radikalleşir ve kraldan çok kralcı olur. Yani sadece taraf olur, hatta neye taraf olduğu dahi önemsizdir. Taraf olup şiddetle savunmak yeterlidir onun için.
“Karşı taraftarlık” konusu çok daha ilginç. Çünkü karşı taraftarlığı belirleyen bir taraf vardır ve karşı olanlar o başkasının belirlediği bir tarafa karşı duruş sergileyerek güya kendi taraftarlığını oluşturur. Aslında kendi tarafı yoktur. Karşı olarak kendine bir yer edinir. Bunu da karşı olduğu taraf belirler tabi ki. Bunu siyasal partilerde gözlemledim; bazı partiler kendi misyonlarıyla çıkar bazıları da başkasının misyonuna karşı çıkar.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim