Tapılası Ahbaplar, Esrar, Müzikler, Tanr ...

Pia'm...
Kalbimin Ay Tanrıçası,
Biricik kızım benim.
Bugün ilgilenemedim seninle.
Bencillik edip her şeyi kendim için tasarladım,
Daha doğrusu kendimle savaştım iç dünyamda.

Bugün özel bir gün,
Annenle tanışmamızın Yirmi Birinci Yılı.
Normalde dikkat etmezdim
Ancak annen bizi terk ettikten sonra,
En ufak ayrıntılara takılır oldum.
Mesela tam yirmi bir yıl,
Yedi saat önce anneni ilk gördüğüm anı hatırladım,
Onca yıl sonra.
Gariptir annen varken hiç zihnimde canlanmamıştı çünkü.

Okulda sınıflar arası Temsilci toplantısında karşılaşmıştık,
Arkadaşımın arkadaşı çıkmıştı tesadüfen.
Toplantı bittikten sonra okul çıkış kapısında beklerken,
Annen gelmişti yanımıza.
İsminin 'Dilber' olduğunu öğrendiğim,
Uzun boylu, ince uzun saçlı,
üstünde gayet masumane şekilde okul üniforması vardı.
Ancak tek bir farkla.
Altında okul üniformasına aykırı olan siyah kumaş eteğini giymiş.
Gerçi kıyafeti bizim okulda kimsede takmıyordu.

Neyse,
Tabi biraz serseriydim, o zamanların verdiği tatlı heyecanla.
Kravatım çözük boynuma dolanmışken,
Annen kravatımı bağlama teklifinde bulunmuştu,
Kendimden beklemediğim bir öz güvenle,
Tabi dedim, sevinirim.
Bana doğru yaklaşıp,
Boynumda kravatımı bağlamaya başladığı o ilk saniye çekmiştim kokusunu içime,
Heybeme, sonsuzluğuma doğru.

Tam yirmi bir yıl geçmesine rağmen
O koku hala burnumda olmasının sebebi ise,
Onu hala ilk günkü heyecanla anıyor olmak.
Ve bugün genzimin en derininde kalbime bata bata
kokusunu hissediyorum.
Anneni seviyorum
Pia..
Haddinden fazla..
Seviyorum..
Özlüyorum...

Bugün için özel bir şeyler yapmak istedim Pia'm.
Önce güzel bir masa kurdum,
Mumlu filan romantizmin dibine vuracağız üçümüz. (sözde) .
Fakat o sofrayı hazırlarken,
Annenle her özel günümüzde içtiğimiz,
Bizim için tutku olan kırmızı şarabı koyarken mumların hemen yanı başına;
Bizim için şehvet, arzu ve aşk belirten şarap,
Ve içilen her gecesinde,
Sonsuz bir istek uyandırarak seviştiğimiz o masum içecek
Bu gece bana kanı anımsattı,
Kollarıma düşüp her yerimi o’na bulayan onun kanına.

Sonrasında aldığım gibi şarabı boşalttım tuvalete.
Üstüne de sifonu çektim her şeyi unutturması için.
Fayda etmedi tabi.

Dışarıya adımımı attım.
Köşe başında duran bir kaç ahbapla muhabbet ettikten sonra,
Bir miktar para karşılığı Üç-Dört paket esrar,
Ve köşedeki tekel bayiden aldığım Altı adet birayla evin yolunu tuttum.
O kanlı sahneyi unutturacak sadece bunların olduğunu düşünerek.
(zira ellerimi açıp Tanrı'ya dualar etmek dururken) .

Sonra hafif bir müzik açtım
Önce Candan Erçetin,
Arkasına Orhan Gencebay ve Muazzez Ersoy
Diye devam eden gecemin ağzıma nasıl saçtığını fark etmeden.
Esrarın aşırı dozu
Ve biranın alkolik yanı kendini hissettirmeye başladığında,
Kendime eziyetin üçüncü safhasındaydım ve kendimi kaybettim.

Uyandığımda dilim damağım kurumuştu,
Yanı başımda duran biramdan bir yudum aldım
ve o an duydum müziğin hala devam ettiğini.
'Kolay Olmayacak' diyordu Sezen,
Geceme tecavüz edercesine.
Sonrasında yine dayanamayıp esrarın şefkatli kollarına teslim ettim kendimi.
Annenin yanına götürdü beni o an,
İşte o zaman teşekkür ettim,
Köşe başındaki ahbaplarıma ve Tekel dükkanındaki delikanlıya.
Çünkü beni onunla buluşturmuştu.
Biricik Pia'mın annesine,
Sonsuz mutluluğuma dokunma hakkı sağladıkları için.

Tanrı'dan daha çok sevdim o an onları
(Ki Tanrı'dan başka ilah yoktur) .
Bu özel günümde seninle ilgilenemedim
Pia'm,
Özür dilerim Nur Tanem, affet beni.
Baban her zaman seninle birlikte,
Ölümü her defasında tatsa bile...

Ömrümce benimlesin Pia'm
Kalbimin Ay Tanrıcası,