Tanrıya Giden Yol Şiiri - Servet Afşar

Servet Afşar
4

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Tanrıya Giden Yol

daha bitmeden
peşinden bir yağmur
hep yarım kalıyor ağ gererken bedenime
çakılı taşların konuşmalarına şahit olan örümcek
toprak ayağa kaldırıyor asırlar sonrasına hazır olmayan ellerimi
nasıl bir ayak izi sürmedir ki bu
nefesi her an ensemde düşmanımın
bütün karanlıklar
sokak lambalarının altına mı birikiyor yirmi beşinci saat zamanlarında
bir kapı düşünüyorum gelişigüzel yerden göğe açılan
yıldızlar bir ipe dizilmiş kopuyor
çığırtkan kadınlar topluyor eteklerine telaşlı
gri gecelerde kimse kimseyi tanımıyor
gökkuşağı beline sarılıp gittiğinden beri ihtiyar bir bilgenin
kelimeler dökülüyor kum saatlerinden
kelebekler boşalıyor ömrü kısa zamanlara
bir yol çiziyorum döndüğümde herkesi ölü bulmak için
sığınmacı duvarları elleriyle kazıyan ölüler içinde
üzerimden geçen yüzlerce atlının ayak seslerinden kayboluyorum
sonuncusuna biriktiriyorum gözyaşlarımı kuru bir ormanın
rüzgar bütün dallarını kırıp savuruyor
ellerine mızrak oluyor helak edilecek bir kavmin
gök karışıyor kuşların karmaşasından
karşı kıyıda bir kayı batıyor çöl ortasında
sükunet içinde istila ediyor sarmaşıklar bir mağrayı
sonra bir kitabı ortasından açıyorum
saçlarını biriktiren kadınlardan bahsediyor tedirgin tepelerin diplerinde
bitmeyen kaygılarında yol alıyor elinde çember koşturan bir çocuk sonsuzluğa
bulutlar olanca hafifliğiyle yere iniyor yazılmış ilk kitabeleri gizlemek için
kızıl topraklar için köleler asılıyor zarif boyunlarından
bir havza kenarında çaresiz bir çobanın gömütü kayboluyor
cebinden üç hurma düşüyor gökten ayetler ardı sıra
buğdaylar biçilip kazanlar kaynıyor kerpiç odalarda
örümcek mağrasına ağ örüyor sessiz sessiz
ve Tanrısını arıyor insan.

Servet Afşar
Kayıt Tarihi : 19.9.2014 00:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Servet Afşar