Yine susmak düştü ömrümün kanayan yerlerine. Yine sus'mak... Kana kana susmak için ne çok zamanım var şimdi. Ki ben, zamansız zamanlarımdayım yine...
Yarım kalmış bir hayattı o, hayatın ta kendisi olarak tanımladığım. Şimdi bacasız evler ve ışıksız sokak lambaları karanlık. Aydınlık yok gibi bu şehirde. Yer gök hüzün kokuyor... Ne yana baksam, her yanı ıslak ve kaygan yollar. Yürünmüyor... Issızlığı çökmüş bedenine şehrimin, sokaklar yalnız ve üşümüş bu gece. Kaldırım boylarınca sensizlik, sarhoş ve sakallı adamlarla dolu, öylesine zavallı, öylesine yalnızlar ki... Ruhum gibi, sızım gibi, sen gibi, ben'sizler en çok...
Hüzünler çırılçıplak, sevişiyor yalnızlıklarıyla.
Yoksulluğumdu işte gidişin, gidişin morfinsiz bir hayat yaşamak kadar zorlu. Sancılı ve ızdırap dolu nefes alışlar. Dualardan nasibini almış bir gök kubbe telaşı. Birde ezan sesi var şimdi duyulan, en çok da benim umursamadığım. Yokluğundan artakalan zamanlarda, tanrı beni evlatlıktan red etmişti, bende artık onun çocukluğunu yapmaktan pes...
Tamamını Oku
Bu düz yazıyı yazarken Tanrı sizin bildiğiniz Allah olarak yazılmamıştır. Kaldı ki öyle yazılmış olsa bile bu benim düş sesimdir. Ve imgelerimdir...
Şiirde, düz yazıda imge olmazsa olmazlardan bilirsiniz belki sizde...
Allahı kitabı şiirde karıştırmayınız lütfen... Ve din derslerinizi de başka yerde veriniz...
Sevgimle...
Burçak bey kardeşim çok faul bir başlık atmışsınız ve ayni faullü ifadelerle yazınıza nihayet vermişsiniz!
Allah (cc) ın sıfatlarını bilmiyorsanız ki bilmediğiniz bu gayri müslim ve müşriklere has ifadlerden anlaşılıyor, lütfen en kısa zamanda Rabbimizin kudsi sıfatlarını belleyip bu şirkli ifadeleri tashih ediniz! Zira Onun hiç bir sıfat beşere ve mahlukata benzemez! Yani; ne oğlu vardır ne de kızı! O tür şeyler ancak onun yarattığı varlıklara yakışır keyfiyetlerdir! Ama Allah'a böyle bir yakıştıma yapmak çok abes ve şirktir!
Bela-i malumat!
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta