-1-
su ısınır
gün girer damarlarına
gül olur senin de gülüşün
içersin
ondan
benden
kendinden
dudağın ayazma güzelliğidir
su soğur
kar düşer avuçlarına
çığ düşer yenik çağların çığı
kalırsın
onda
bende
kendinde
bedenin boydan boya
kör kuyunun dibinde
suyu çağır
koluna gir
saç örgülerini tut dağıt
-2-
Yusuf'u soydu göğünden bilici
suyun sabrına adadı
Tanrı en sahici sesiyle seslendi:
kuyunun kaçıncı kervanında bohçalıysa geçmişin
onu tanı
çık önüne niyaz et
unutma ki
bir kervandan arta kalan
çan sesleri kadardır zulmet
kervanına eşlik et
suya vardım
suyu öpüp okşadım
dedi derviş
Yusuf'a suyun seksen sekizinci
hatmini bağışladım
varırsa öyle varır
baktım ve gördüm
Yusuf'u anladı kuyu
Yusuf saldı sesini kuyuya
ve sesinin yüzü suyu hürmetine
Yusuf düştü kucağıma
eleyip beledim
besleyip büyüttüm
geldi bugüne
-3-
ey şair
kim görür kuşun kanadındaki hatayı
bir tüyün bir tüyden alacağını kim görür
gördüm dedi 'perdenin gerisindeki'
gördüm
ve çekildim...
Ali Tekmil / 21.05.2006 – Urla.
Ali TekmilKayıt Tarihi : 27.4.2007 23:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!