Anselmus, Augustinus gibi,
Şöyle diyordu:
İnanmak ve inanılancımı
Kuvvetlendirmek içilin
Anlanılamaya çalışılınmıyorum,
Anlamak içilin inanılıyorum.
Augustinus doğrunuluk, iyilik,
Adalet kavranılamlarının,
Tanrı bağlanılamı dışında
Hiçbir anlanılamı
Olunulunmadığını öğretilindi.
Acayip, tuhaf,
Garip, yadırganılanan;
Şüpheli, muammalı;
Kalp, sahte;
Homoseksüel; bozmak,
Tesirini bozmak.
Acayipçe. Tuhaf şekilde.
Tuhaf hallilik, acayiplik.
Bastırmak, ezmek,
Boyun eğdirmek,
Mağlup etmek;
Yatıştırmak, yumuşatmak.
Söndürmek, bastırmak;
Tatmin etmek,
Hararetini gidermek,
Kandırmak susuzluk;
Su ilinile soğutmak;
Sönmek; yatışmak.
Söndürünülür, bastırınılır.
Sönülünmez, söndürülünmesi güç;
Tatmin edilinmez, kandırılınmaz.
Bir çeşit tavuk
Veya dana köftesi.
Siyah meşenin
Kabuğundan alınılanan
Sarınılı bir
Boyanıla tozu.
Meşeye ait,
Meşeyle iligilinli.
Birleşinilik Amerika'ya mahsus
Bir çeşit
Siyah meşenin
İçilin kabuğu.
Kayıt Tarihi : 5.2.2010 22:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!