Tanrı tarafından gönderilmiş Parlaklık

Tunga Altuğ
8

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Tanrı tarafından gönderilmiş Parlaklık

Edindiğin kızıl gökyüzünden itibaren
Dalga dalga dağılan yeni kubben
Eski karanlık tellerini saklarken
Saklanamayan karanlığına zıt tenin
Ve rotana tezat adımların;
Senin.

Yalnızlığına inat dokunduğun
Dokunaklı yalvarışlar,
Ve dahil olduğun yangın.
Yavaş yavaş söndürdüğün gözleri;
Hala görebiliyorlar.

Yeni döküldüğün ritmlerin
Beyazdan gri ciğerlerini korumaya meyilli
Ve koruyamamaya yeminli
Kemikten örtülmüş kafesine
Kumsala bakıp
Belirgin dokunuşlarla uzaklaşan
Doğanın tuzlu ritmi gibi
Islak ve
Kaygan.

Omuzların yüksekten yükselmeye keyfederken,
Keyfe keyfeder
Giderek bükülüyorlar
Gökten yüzüne
Gökyüzüne doğru
Özgürlüklerini yeni kazanmış gölgeler gibi
Sahibinden kaçmaya çalışırken;
Sahipsiz aydınlanıyorlar
ve
Fark edilip tutuklanıyorlar
Sahipleri tarafından
Saçlarının bukleleri gibi,
Kifayetsiz muzip bir ciddiyetle
Sallanan parmakların
Ve ardında kalan parmaklıkların
Kontrolündeki kuklaları mumlaştırırken
Yanan mumun damarları
Gözlerini kaplıyor
Kapladıklarını saklıyor.

Saklanmak bir hak, iken;
Hakkı elinden alınmış gözyaşları gibi,
Bir tırnağın ne kadar sinirlenebileceğini
Avuç içlerin kestiremiyorlar.
Kestirme yoldan yolunu uzatan
Parmak izlerin dokunduğu yerlerin
Tek benliği haline geliyorlar
İşgal ediyorsun, ki iştigal edemezken; henüz
Özgürlüğü asla tercih etmeyecek
Yanında kalmanı sağlayacak rota hangisiyse
O yoldan
"Kestirme yol"
Kestirilmek istiyorlar atmosferinden...

Düşmek için tekrar
Teker teker tekrar
Çıkıp çıkıp
Kaydıraktan hani
Yeniden çıkmaya çalışacak
Çocukların monoton ama keyifli keyfi eğlencesi gibi
Tekrardan düşmek istiyor insan
Kaşlarından yukarıya
Ve en sonunda olabildiğince
Düz ve pürüzlü zeminine
Çarpmaya alışkın kemikten kefenleri
İkna edilmişler
Şantaj ile.

Özgürlüğünü iştigal ettiğin hayaller
Umutlarının prangası haline gelirken
Umuyorlar ki
Düşledikleri düşüş
Senin sağladığın yükseklikten itibaren
Başlayabilen
Bir yolculuk
Ve aynı eskisi gibi
Tekrar düşebilmek için
Tırmanıyorlar merdivenlerini kaydırağın
Teker
Teker
Sonucunda düşüyorlar
Yine
Gözlerinden
Bu sefer doğanın tuzsuz bir üyesiyle

Yaşamanın nedeni yaşlanmaktıysa da
Yaş almanın yalnızlığı
Sensizliğe itileceklerini bildiklerini halde
Bilmenin mutsuzluğunu
Bilge arzuları alıyor.

Bir daha seni bulamayacaklarını bilerek
Seni aramalarına izin veriyorsun
Sensizliğinle,
Sessizliğinle
Üç mey içerek imzalanan anlaşmalar gibi
Antlaşmalarla
Meylediyorsun yalnızlığının müritlerine
Ve zaten seversin, itleri
Seversin müritleri
Vazgeçene kadar sen;
Onların vazgeçemeyeceği bir
Vazgeçilmez vaaz
Ve avazları çıkana kadar yok olacak
Varlıkları da
Var.

Olmayan tek şey
Ve zaten
Her şey
Yerine koyabilecekleri
Hiç bir
Şey
Asla
Ve her zaman
Terfi edemeyecekleri özlemleri
Yükselemeyecekleri özleyişleri
Yükselmeyecek omuzların
Kanamayacak damarları
Artık taşıdıkları kan
Yetersiz bir biçimde
Kırmızı
Saçların gibi tıpkı
Saklanmayacak
Ve saklanamayacak
Kaybolmayacak karanlıkları karalıklarının

Kovulmak için dahil oldukları
Kadrajın
Ve zaten dikkatsiz bakışların
Sonraki nefeslerine konu olsun diye
Edinilmiş
Kalıcı
Unutulmaz
Kokun
Bir kozmetik ürünü
Ve son kozun
Gözlerin.

Tunga Altuğ
Kayıt Tarihi : 18.6.2019 03:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Tanrısal Işık

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tunga Altuğ