Tanrı Size Siz Tanrıya Yabancı Şiiri - Y ...

Gül Eser Baser
200

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Gündüz deli gece veli olanlar
Boş iken kendini dolu sananlar
Insan kılıgına giren yılanlar
Dünya size siz dünyaya yabancı

Geminiz hep yüzer denizde çölde
Adamlık sanırsın urbada çulda

Tamamını Oku
  • Sevilay Çartık
    Sevilay Çartık 27.08.2012 - 23:11

    Tekrar tekrar okutan şiirlerden biriydi, sustum! Kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Katırcı
    Mustafa Katırcı 27.08.2012 - 22:58

    Gönül ağlar vefasızın ardından,
    Sevdalının çile inmez sırtından,
    Dert çekmeyen anlamaz ki halinden,
    Sevda size siz sevdaya yabancı.....

    duygulu ve edebi manada güzel bir şiir okudum...
    bir dörtlükte benden olsun istedim....
    yüreğinize sağlık efendim...tam puan + ant...

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben 27.08.2012 - 22:12

    usat yazar güzel anlamlı anlatımı düzgün
    şiir akışı harika
    okuyucusunu yormayan şiir
    başarılı bir çalışmanın meyvesi
    kutlarım

    Cevap Yaz
  • Behçet Elcik
    Behçet Elcik 27.08.2012 - 21:24

    Şiirinizi beğeni ile okudum, tek kelime ile mükemmel ,
    Kaleminiz hiç susmasın on puan sayfanızda

    Cevap Yaz
  • Namık Cem
    Namık Cem 27.08.2012 - 21:18

    insan size,siz insanlığa yabancı
    kutlarım
    namık cem

    Cevap Yaz
  • Ferhat Güneş
    Ferhat Güneş 27.08.2012 - 17:50

    Sygı değer gül eser hanım uzun zaman sonra sizden harkulede güzellikte bir siir okudum onur duydum emeğinize yüreğinize saglık güclu kaleminiz ve basarılarınız daim olsun gül eser hanım siire ve yazan yüreğe tam puanımla 10 selam ve saygılar

    Cevap Yaz
  • Bülent Anamur
    Bülent Anamur 27.08.2012 - 13:49

    Gerçekten de güzel yazmışsınız, yarı tasavvufî yarı didaktik...
    Aşık Veysel tarzına kaymış...
    Böyle güzellikteki eserlere fazla da rastlanmıyor artık...
    Kaleminize sağlık.....
    :) :) :) :) :)

    Cevap Yaz
  • Mehmet Macit
    Mehmet Macit 27.08.2012 - 11:46

    Ülkemde dini bütün olarak dolaşan caka satan sahtekarlara verilecek en güzel cevap bu şiirde verilmiş.
    her sahteliği yapacaksın sonra Elhamdülillah müslümanım diyeceksin ve saf müslümanları cennetle kandıracaksın.
    Zamanımızın en güzel tasviri şiirde.
    yazan kalemi yürekten kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban 27.08.2012 - 08:35

    Kendim ettim kendim buldum şarkısı vardır hani.... Şiiriniz işte öyle bir şey…

    Kul Tanrı’ya yabancı, Tanrı kuluna yabancı sendromunu ne yazık ki, kendini aydın, çağdaş sananlar ayarladı.

    Laiklik denen bir saçmalık ürettiler. Tanrı'yı gökyüzüne, yeryüzü yaşamını kapitalist, hümanist, bireyci, çıkarcı bir yaşama dönüştürdüler.

    Tanrı yeryüzünde işimize karışmasın dediler.

    Sonra her türlü haltı yediler. Şimdi niye Tanrı'dan meted umuyorlar ki?

    Özellikle ülkemizde, Allah, Allah nidalarıyla, Allah uğruna, şahadet uğruna kurtuluş savaşı yaptılar.

    Dualarla âminlerle cumhuriyet kurdular... Sonra ilk yaptıkları iş, tanrı bize karışmasın diye laikliği getirdiler.

    İçki, sigara üretimini artırdılar.
    İlk genelevini açtılar.

    Milleti dinden uzaklaştırdılar.

    Dini üç buçuk soytarının eline bıraktılar. Kendileri içki masalarında, sarhoş naraları altında çağdaşlık yaptılar.

    Okullarda dini yasakladılar.

    Kurdukları düzenlerde din kendilerine hizmet ediyorsa çağdaş saydılar. Din kendilerine karşı çıkıyorsa gericilik dini, Arapların dini dediler.

    Şimdi hangi yüzle, Tanrı’yla kul arasında gerçekleşecek doğru dürüst bir ilişkiden söz ediyorlar.

    Adam gibi bu topluma, dine, okullar aracılığıyla dini öğretselerdi olmaz mıydı? Hayır!.. İnsanlara gerçek dini öğretmeyi, çağdışı, gericilik saydılar.

    Ama Avrupa’nın her türlü pisliğini öğretmeyi, yaşamlara aktarmayı, çağdaşlık, ilericilik saydılar.

    Bu toplum her türlü cehaleti kötü bilir. Ancak din konusuna gelince, dinin cahili olmak kutsallıkmış gibi, ay ben dini konularda pek anlamam diye kasım kasım kasılırlar. Adamlar koca profesör olmuş, bir sürü diplomayı duvarına asmış. Avrupalarda mastır yapmış. Ama kutsal diye inandığı dinine gelince zır cahil. Bundan utanmıyor ha.. Tam aksine dininin zır cahili olmaktan gurur duyuyor. Zira dinini zır cahili olmak gericilikten kurtulmak onun için. Ama din konusunda da ulema kesiliyor. Orada burada insanlara din satıyor. Hele bir de siyasete atılırsa, en büyük, en dindar Müslüman oluveriyor. Bireysel yaşamı, evindeki yaşam tam kâfir yaşamı…


    Dini ritüelleri istismara gelince, türbeleri, yatırları, soytarılıkları kutsamaya gelince laiki, solcusu, çağdaşı sıraya girer. Laik devlet türbeleri, yatırları, güya kutsal yerleri onarır, öne çıkarır. Oralarda milletin oyalanmasını sağlar. Dini görevlerini yerine getirmeye gelince, çağdaşlığımız, laikliğimiz zedelenir diye tun tun kaçarlar. Ama oralarda boy göstererek, vay be hiç ummuyorduk ama bunlarda Müslüman’mış dedirtir.

    Halbuki;
    Türbeler, Türklerin eski şaman dinine ait.
    Yatırlar, Türklerin eski şaman dinine ait.
    Mumlar, çaput bağlamalar, Türklerin eski şaman dinine ait

    Cumhuriyet düzeni, yatırları, türbeleri kutsar. Hepsi gidip adaklarını adarlar. Filmlerine konu edinip topluma yayılmasını sağlarlar. Özellikle alevi türküleri, deyişleriyle, eski Şamanizm dininin bütün gerekleri Müslümanlık diye topluma yutturulmaya çalışılır. Solcularda buna çanak tutar.

    Dini bayram deyince koştur toştur giderler.
    Oruç deyine, kiminin başı ağrır, kiminin midesi...
    Kurban deyince, hayvanlara eziyet gündeme gelir. Ama et lokantaları, sucuklar, salamlar deyince, vazgeçemedikleri yerlerdir. Toplumun hanesine ayda bir kilo et düşmezken, onların evi, etten, sucuktan, salamdan geçilmez.

    Allah'ın emirlerini yerine getirmeye gelince, hepsi kasılır.
    Allah'ın adaletinden söze gelince, çıkarlarına uyduğu müddetçe Allah'tan yana olurlar.

    Laiki, sosyalisti, dini istismara gelince mikrofonlardan fetvalar verir. Kur'an-ı öpüp başlarına korlar. En akılcı en iyi din bizim dinimiz derler. Fakihlermiş gibi fıkıh hükümlerinden söz ederler. Dini yaşamaya gelince, çağ dışı sayarlar.

    Sahtekâr siyasetçilerin yaptığı bu değil mi? Bakın CHP'li liderlere, sağcı parti liderlerine, batıcı kapitalist parti liderlerine ki, özellikle CHP'li liderler bunu yaparlar...

    Başörtüsüne karşı çıkalar, seçimlerde çarşafa dolanırlar...

    Bu şiir tam, laikleri, solcuları, çağdaşları tarif ediyor.

    Din urba değildir derler, açılırlar, saçılırlar, Allah'ın örtün emrini görmezler.

    Din, şekil dini değildirler derler, içerler, sarhoş olurlar, sarhoş, sarhoş döktürürler. Ayyaş Hayyam’ın rubailerinden kendilerine din uydururlar. Hâlbuki Hayyam, İranlıların, geçmiş ateşperest dininin temsilcisidir. Aynı bazılarının ülkemizde gizliden gizliye islam’a karşı Türklerin eski şaman dinini İslam diye yutturmaya çalıştığı gibi, Hayyam’da ateşperestliği İslam diye yutturmaya çalışan sapığın biridir. Bilimin, aklın ret ettiği içkinin zararlarını bilirler, sarhoş ağızlarıyla Tanrı'dan, dininden söz ederler. Dinin yüceliğinden söz ederler. Yaşamaya gelince, gericilik sayarlar.

    Kocakarı analarının, koca herif dedelerinin dindarlığından söz ederler, kendileri asla dinin semtine uğramazlar. Kocakarı, koca herif diyorum. Zira bu deyimleri bizzat onların ağızlarından çok duydum. A bizim kocakarı, a bizim koca herif… Başlarlar onların ne kadar geri kaldıklarından söz ederler. Ama iş dine gelince, onların dinlerine sarılırlar. Onların dininden medet umarlar.

    Onlar, kıyısından, köşesinden dini yaşamaya çalışanları görünce, deliye dönerler, kendileri bir haltmış gibi, onların yanlışlarını bulmaya çalışıyorlar.

    Daha ne diyeyim.

    Bir yanlıştan söz ediyorsak, önce doğrusunu hayatımızda yaşamamız gerekir.

    Allah'tan, dininden söz ediyorsak, önce kendimiz yaşamamız gerekir.

    Ülkemizde dünyanın kitabını okuyan, ıvır zıvır ne varsa okumayı maharet zannedenler, kur'an-ı okumaya gelince, konumlarına, çağdaşlıklarına yediremezler.

    Geçenlerde, bilmiş, bilmiş, konuşan, tam sizin şiirde anlattığınız gibi, Allah'ın dininden, sanki en büyük âlimmiş gibi söz eden biriyle karşılaştım. Kılığıyla, kıyafetiyle, yaşam tarzıyla tamamen Müslüman olmayan kafirlerin hali vardı. Kendini neredeyse Müslümanların en iyisi olarak gösteriyordu.

    Hafifçe sordum...

    Kutsal kitaplardan hangisini okudun...

    Aldığım cevap, İncil, Tevrat...

    Peki, Kur'an-ı okudun mu? Hayır...

    Allah kahretsin böylelerini...

    Onlar ben Müslüman’ım derken, aslında Hıristiyanlığın yaşantısını İslam dini diye benimsemiş sahtekârlardan başka bir şey değildir.

    Ne yazık ki, cumhuriyet düzeni, batıya hayranlığıyla, batılılaşma yolunda yaptığı tüm saçmalıklarıyla, ta başından beri böyle sahtekârlar yetiştirdi.

    Şiirinizi okurken, toplumda karşılaştığım böyleleri aklıma geldi.

    Onun için size binlerce kere teşekkür...

    Tam, Müslüman’ım deyip, Hıristiyanlar gibi yaşayanları anlatıyorsunuz...

    Onların bir eli yağda, bir eli baldadır.
    Onların yaşamlarında asla din yoktur. Ama abdestsiz yere basmadıkları, dedelerinin, nenelerinin iyi bir Müslüman olduğunu anlatırlar.
    Onlar, herkese din telkini yaparak, asla hayatlarına dini yaşamı sokmazlar.
    Onlar dini yaşamaya çalışanları görünce deliye dönerler.
    Onlar, bir ayağı Avrupa’da bir ayağı ülkemizdedir. Avrupalılara hayran, hayran bakarlar. Müslümanları görünce, iğrenirler.

    Ve onlar... İşte böyle ikiyüzlü, sahtekâr, kendilerini, çağdaş, akılcı, aydın zannedip, Tanrısından, dininden uzak, kara cahil yaşayanlardır. Keşke sadece yaşasalar da, Müslümanlara karışmasalar... Yaşadıkları yetmiyormuş gibi, kara cahilliklerine bakmadan, topluma Müslümanlığı anlatmaya çalışırlar.

    Çoğunun hayatında, kumar, içki, yasak ilişkiler vardır. Zira günah, sevap gibi değerler onlar için gericilikten başka bir şey değildir. Kimin eli kimin cebinde belli değildir.

    Bilimin, aklın zararlı saydığı her şey onların hayatında bulunur.

    Onlar, bir cafetaryaya, bir lokale girdiklerinde, içmiş, uçmuş, kız erkek, kadın erkek, kucak kucağa gördüklerinde, memleketin artık çağdaşlaştığına, kurtulduğuna inanırlar. İzmir’de kordon boyunda, çevresinde böyle yaşam sürenleri, lafa gelince herkese din öğretenleri, ama yaşama gelince Hıristiyanlar gibi yaşayanları her gün görüyorum.

    Daha ne diyeyim. Şiir coşturdu işte... Size binlerce kere teşekkürler. Böyle coşturan bir şiir yazdığınız için..

    Avrupa’da ne kadar pislik varsa, yaşamlarına sokup, biz Allah'a inanıyoruz, dinine inanıyoruz diyenlerden, gerçekten Allah’a inanan, dinini yaşamaya çalışanları Allah korusun.

    Tanrı'nın kitabı Kur'an-ı el kitabı yapmayan. Tanrı'nın dini İslam hakkında, sarhoş ağızların ürettiklerinden başka bir şey bilmeyen. Tanrı'nın dinini yaşamaya gelince tun tun kaçanlardan Allah bizleri korusun.

    Cevap Yaz
  • İsmail Gürsel
    İsmail Gürsel 27.08.2012 - 02:42

    cok güzel vede anlam yüklü anlıyana çok mesajlarveren bir eser
    saygılarımla +10 ant

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta