Tanrı Selamı Almamak Olmaz
mevsim sonbahar
yürürken dalgın dalgınım
renk renk yapraklar yol boyu
öyle kibar, öyle durgun akıyor ki nehir
gülümsüyor gelinlik giymiş genç kızlar
‘halo’ diyor biri
‘kamo’ diyorum
parmaklığa tutunmuş bir papağan
biraz ürkek ama çok bilmiş
‘rojbaş’ diyorum yavaşça
bir sağa çeviriyor başını, bir sola
‘halo’ diyor üst üste, ‘haloo’
nasıl belletmişlerse aynen öyle
‘haloo’ diyorum hakime
tanrı selamı almamak olmaz
yan yana yelkenleri açmış üç kaz
kürsüleri boyumdan yüksekte
denizimizde yüzüyorlar keyfince
içinde onlarca balık, onlarca öncü
ilk ihtilalin dilinden / ‘bonjour’ dediler
halktan komşu bir dil Akdeniz sıcak
gör ki içim yanıyor
‘qerem qı’ hakim beg desem
anlar mı – anlamaz kanun
dilim ‘bilinmez bir dil’
ötede bir köprü yapmışlar kalastan
geçmesine geçerim
kim bilir kaç dili sökmem gerek
güvercinler konmuş yan yana
beyaz tülbentli kayıp yakınları
bir bana bakarlar bir papağana
‘rojbaş’ dese bir hakim, biri dese ‘rojbaş’
benim dışımda biri
kanatları ısınıp uçacaklar özgürce
Toprak Tutsun Külümü
Ercan CengizKayıt Tarihi : 10.11.2010 09:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ötede bir köprü yapmışlar geçmesine geçerim de kim bilir kaç dili su gibi sökmem gerek anlatmak için derdimi

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!