İşte gidiyorlar gene
Yankiler zırhlı alaylarıyla
Keyifli türkülerini şakıyarak
Dört nala büyük dünya boyunca
Amerika'nın Tanrısı'na övgülerle
Hendekler tıka basa ceset dolu
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
“NASIL OLUR?” HAYRETİ İÇİNDEYKEN…
Kimdir bu Harold Pinter diye bakma gereği duydum.
78 yaşında 2008’de hayattan kopan Yahudi bir babadan olma İngiliz vatandaşı.
İngiliz olacaktı da…
Amerika’ya hayıflanacaktı, öyle mi?
Ne farkı var Amerikalı ile İngiliz’in?
Biri Şeytan, biri şeytanın önde gideni…
1. Dünya Savaşı sonrasında, 1918’den sonra, İNGİLİZLERİN Mısır’da (Seydibesir Kuveysna Osmanlı Useray-ı Harbiye Kampı'nda) Mehmetçiğe yaptığı vahşeti tarih ve tarihçiler, utancından yazamadı.
BU KAMPTA 15 BİN MEHMETÇİK, ASİTLİ 'KRİZOLLU” HAVUZLARA ZORLA SOKULARAK KÖR EDİLDİ.
Yüzlerce Mehmetçik de feci bir şekilde can verdi.
1918’den 1920 yılına kadar İngilizler’e esir düşen 150.000 askerimize yapılan akıl almaz işkenceler unutulmadı.
Daha yakınlara mı gelelim?
SREBRENİTSA KATLİAMI YA DA SREBRENİTSA SOYKIRIMI.
1991 – 1995 yılları. Avrupa’nın tam da göbeği.
Yugoslavya iç savaşı ve Sırp canilerinin 1995 yılında 8.372 (sekiz bin üç yüz yetmiş) kişiden çok daha fazlasını Avrupa’nın, İngiliz’in, Amerika’nın ve en acısı adı BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ olan sözde barış sağlayıcılarının, özgürlüklere ve insana değer verdiğini söyleyenlerin gözleri önünde işlenen korkunç bir SOYKIRIMI…
SİNCAN – UYGUR İLLERİ
Derileri canlı canlı yüzülen, çocuklarının gözleri önünde anaları babaları katledilen, ana babalarına göstere göstere yavrularına kıyılan bahtsız, sahipsiz kalmış Türk yurdu.
Kaç binler öldürüldü ve öldürülüyor, sayabilen oldu mu?
Yıl 1990.
Yer Azerbaycan. Azerbaycan’ın başkenti Bakü.
19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gece saat 01.00'da Kızılordu, başkent Bakü ve Sumgayıt'ta misli görülmeyen kanlı bir katliam gerçekleştirdi. Kızılordu, ağır silahlarla kadın, çocuk, yaşlı demeden herkese vahşice saldırdı. Önlerine geçen herkes kurşuna dizildi. Yüzlerce, binlerce Azeri gardaşımız, soydaşımız şehit edildi, yaralandı, tutuklandı ve kayboldu.
'Bakü ve Sumgayıt'ta Rusların açtığı ateş sonucu delik- deşik edilmiş binalar, Azatlık Meydanı ve XI. Kızılordu meydanında öldürülmüş, tank paletleri altında ezilmiş insanlar, kana boyanmış caddeler, akıl almaz ve korkunç bir manzara vardı.”
Daha dün ve bugün bile fosfor bombaları dâhil en ağır silahlarla, dünyanın gözüne baka baka bir milleti yok eden İsrail.
Hani babası terzi olan şairin de mensubu olduğu, insanlıktan nasibini almamış, Allah tarafından bile LANETLENMİŞ yaratıklar topluluğu YAHUDİLER var ya!..
Nasıl olmuş da Amerika’ya sitayişte, kısmen nümayişte bulunmuşlar, Küçük Amarikan Uşakları, anlayamadım…
Hangisi, kim EMPERYALİST değil?
Göz görecekse, sadece birini yaptığı zulmü görüp başkasına yapılanı de görmeli.
En başta kendi yapığını da görmeli.
Tek gözünü kapatıp biriyle bakanlar, tepeden bakan TEPEGÖZ gibidirler.
“İNSANLIK DÜŞMANLARI DÜŞMANIM.”
Sevgi ve saygıyla…
Hikmet Çiftçi
15 Temmuz 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Çeviri şiir, tadı tuzu alınmış yemeğe benzer.Evet yediğim yemek ama tat aldığımı söyleyemem.
Bir açıdan bakınca şiirdeki temaya katılalım tamamda ya diğerleri... Rusya ondan farklımı çin ondan farklımı İngiltere ondan farklımı Ben günün şiiri sayfasına pek yakıştığını söyleyemiyeceğim maalesef.
Hangi aklin ürünü bellide,neden günün siiri olarak antoloji sakinlerine dayatiliyor anlayamadim.Dünya jandarmasi olmak,kutsanmak icin bu siiri doyurucu olabilir.Buda secici kurulu doyurmus anlasilan.
Becerikli eller ve becerikli kişilikler. Amerika'nın Tanrısı apayrı bir varlıkmış gibi.Demek ki her süper devletin kendine ait Tanrıları var! Katiller ve masum insan cesetleri... Şiir çok yalın, doyurucu şiir değil. Şair, duygularını kırbaçlamadan yazmış. farklı şiirdi. Selam olsun.
Güzel bir çeviri, kutlarım. Ama şiir adabında sıradan, yıkık, bıkık, kırık bir fikir tramvayı niteliğinde; yani, kara tren bile değil. Adam Amerikanizm ile alay etmekte: Çünkü bilinen Amerikan düşmanlarından biriydi; ama, yaşadığı memleket Amerikan himayesinde emniyetli bir yerde olduğu için ancak böyle konuşabiliyordu! Düşünelim hele: Şu kötü Amerika olmasa dünya haritasında, acaba Rus veya Çin işgali altında, bu nefreti nerede ve nasıl dillendirebilecekti o gafil hıyarağası? Derler ya, Pinter “Bulmuş da, kıllısını arıyor” tipinden hem huysuz hem de hain bir mahluk. Her neyse, tamamen yanlış olsa dahi, herkesin fikir hürriyetine saygım vardır. Canı cehennemde şad ola. Amin.
Amerika politikalarına her aşamada karşı çıkan nobel ödüllü ingiliz vatandaşı yahudi bir tiyatro yazarı.. Senaryo ve şiir de yazmış.. Hasankeyf de çevreci aktiviteye katılmıştı diye hatırlıyorum..
Şiir, bir vahşi batı eskizi yapmış.. Amerikan Tanrısı demekle de amerikan ideolojisi ve idolünün çökeceği kehanetine yer vermiş..
Bilmem ki ne desem.. Boşver.. Haber kutsal yorum hürdür slogan ını tekrar edip susalım.
'aman annne,onların allahı değil,tanrısı var' demişti büyük kızım...
hep düşündüm...Tanrı neydi,Allah neydi!..ikisi de var mıydı,yoksa yok muydu..iki sorunun ayrıtına oturup öylece bakakaldım kendime...belki,ayrıt denen şey de yoktu,bilmiyorum...bildiğim bir şey var ama...bu da, bu pis amerikanın dünyaya ettiği kötülük..kan ve savaş tohumu eke eke bıkmadılar hala... lanet olsun emperyalime ve onlara çanak tutan uluslara,siyasilere...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta