İşte gidiyorlar gene
Yankiler zırhlı alaylarıyla
Keyifli türkülerini şakıyarak
Dört nala büyük dünya boyunca
Amerika'nın Tanrısı'na övgülerle
Hendekler tıka basa ceset dolu
Bu birileri, savaşa katılmayanlar
Öbürleri, övgüye katılmayanlar
Bu birileri, seslerini yitirmekte olanlar
Bu birileri, türkünün ezgisini unutanlar
Süvarilerin şaklayan kırbaçları var
Kafanız kumda yuvarlanıyor
Kafanız pislik dolu bir havuz
Kafanız toz duman
Gözleriniz çürümüş ve burnunuz da
Yalnızca ölülerin kokusu
Ve bütün o ölüm havası taptazedir
Amerika'nın Tanrısı'nın kokusuyla
Çev: Tuğrul Asi BALKAR
Harold PinterKayıt Tarihi : 26.6.2014 13:29:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kimdir bu Harold Pinter diye bakma gereği duydum.
78 yaşında 2008’de hayattan kopan Yahudi bir babadan olma İngiliz vatandaşı.
İngiliz olacaktı da…
Amerika’ya hayıflanacaktı, öyle mi?
Ne farkı var Amerikalı ile İngiliz’in?
Biri Şeytan, biri şeytanın önde gideni…
1. Dünya Savaşı sonrasında, 1918’den sonra, İNGİLİZLERİN Mısır’da (Seydibesir Kuveysna Osmanlı Useray-ı Harbiye Kampı'nda) Mehmetçiğe yaptığı vahşeti tarih ve tarihçiler, utancından yazamadı.
BU KAMPTA 15 BİN MEHMETÇİK, ASİTLİ 'KRİZOLLU” HAVUZLARA ZORLA SOKULARAK KÖR EDİLDİ.
Yüzlerce Mehmetçik de feci bir şekilde can verdi.
1918’den 1920 yılına kadar İngilizler’e esir düşen 150.000 askerimize yapılan akıl almaz işkenceler unutulmadı.
Daha yakınlara mı gelelim?
SREBRENİTSA KATLİAMI YA DA SREBRENİTSA SOYKIRIMI.
1991 – 1995 yılları. Avrupa’nın tam da göbeği.
Yugoslavya iç savaşı ve Sırp canilerinin 1995 yılında 8.372 (sekiz bin üç yüz yetmiş) kişiden çok daha fazlasını Avrupa’nın, İngiliz’in, Amerika’nın ve en acısı adı BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ olan sözde barış sağlayıcılarının, özgürlüklere ve insana değer verdiğini söyleyenlerin gözleri önünde işlenen korkunç bir SOYKIRIMI…
SİNCAN – UYGUR İLLERİ
Derileri canlı canlı yüzülen, çocuklarının gözleri önünde anaları babaları katledilen, ana babalarına göstere göstere yavrularına kıyılan bahtsız, sahipsiz kalmış Türk yurdu.
Kaç binler öldürüldü ve öldürülüyor, sayabilen oldu mu?
Yıl 1990.
Yer Azerbaycan. Azerbaycan’ın başkenti Bakü.
19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gece saat 01.00'da Kızılordu, başkent Bakü ve Sumgayıt'ta misli görülmeyen kanlı bir katliam gerçekleştirdi. Kızılordu, ağır silahlarla kadın, çocuk, yaşlı demeden herkese vahşice saldırdı. Önlerine geçen herkes kurşuna dizildi. Yüzlerce, binlerce Azeri gardaşımız, soydaşımız şehit edildi, yaralandı, tutuklandı ve kayboldu.
'Bakü ve Sumgayıt'ta Rusların açtığı ateş sonucu delik- deşik edilmiş binalar, Azatlık Meydanı ve XI. Kızılordu meydanında öldürülmüş, tank paletleri altında ezilmiş insanlar, kana boyanmış caddeler, akıl almaz ve korkunç bir manzara vardı.”
Daha dün ve bugün bile fosfor bombaları dâhil en ağır silahlarla, dünyanın gözüne baka baka bir milleti yok eden İsrail.
Hani babası terzi olan şairin de mensubu olduğu, insanlıktan nasibini almamış, Allah tarafından bile LANETLENMİŞ yaratıklar topluluğu YAHUDİLER var ya!..
Nasıl olmuş da Amerika’ya sitayişte, kısmen nümayişte bulunmuşlar, Küçük Amarikan Uşakları, anlayamadım…
Hangisi, kim EMPERYALİST değil?
Göz görecekse, sadece birini yaptığı zulmü görüp başkasına yapılanı de görmeli.
En başta kendi yapığını da görmeli.
Tek gözünü kapatıp biriyle bakanlar, tepeden bakan TEPEGÖZ gibidirler.
“İNSANLIK DÜŞMANLARI DÜŞMANIM.”
Sevgi ve saygıyla…
Hikmet Çiftçi
15 Temmuz 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (8)